Gerçek manada okuyabilmek için zihninizin ne çok dolu ne de çok boş olması gerekiyor. Genel olarak, eleştirmeye bile mecali olmayıp yine de üstüne düşünen insanlar yerine konuşan bir kitap. Bu yüzden başyapıt, bu yüzden her okuyan okumuş olmuyor.
Kimi zaman insanda "hayvanca" bir zalimlik olduğundan dem vurulur, ama hayvanlara yapılan korkunç bir haksızlık, bir hakarettir bu. Bir hayvan asla insan gibi zalim olamaz; öylesine ustalıklı, böylesine sanatsal bir zalimlik insanda olur sadece.
Alyoşa herkesten daha gerçekciydi. Gerçekçi ateist, yolunu tutmuşsa bir mucize görse bile kendinde buna inanmayacak güç ve yeteneği bulur. Eğer mucize karşısında açık seçik olursa, gerçeği kabul etmektense duygularına inanmaz. Gerçekçi de mucize, inancı doğurmaz inanç mucizeyi doğurur. Havari Thomas görmeden inanmayacağını söylemiş görünce de" Tanrım benim Rabbim" demişti. Onu inanmak zorunda bırakan mucize miydi? Bu sorunun en akla yatkın cevabı "hayır"dır. İnanmak istediği için inanmıştı. Hatta belki "görmeden inanmam" dediği zaman bile yüreğinin en derin köşesinde tümüyle iman etmişti
Ekinci mi çoban mı olmalıyım? Nereye gittiğimi bilmeden yürüyorum. Yolum, beni parlak bir aydınlığa mı, yoksa utanılacak bir yere mi çıkaracak? Kötülük işte burada. Dünyanın her hali başka bir bilmece.