Ruhtaki yaraların şöyle bir özelliği vardır, gizlenirler ama kapanmazlar, her zaman acı verirler, dokunulduğunda kanamaya hazırdırlar, her zaman yürekte canlı ve açık kalırlar.
Seni sevmeseydim, ilkbaharı kodunsa bul
İstanbul diye bir kent yoktu ki yeryüzünde,
Umut diye bir şey yoktu ki yeryüzünde
seni sevmeseydim,
Hak, hukuk, bereket diye,
Eşitlik, kardeşlik, hürriyet diye,
Yüreğime sağlık, ne iyi ettim...
İnsan seni sevince işgüç sahibi oluyor,
Şair oluyor mesela,
Meyhaneden cayıyor bir akşamüzeri,
Caysın be güzel
Caysın be, iyi
Tütünü bırakıyor, tütün neyime zarar
Keseme zarar, ciğerime zara, sevdama zarar.
Seni sevince adamın papuçları eskimiyor,
Beti benzi yeni çarktan çıkmış gibi.
Seni sevince insan bilgili, saygılı, gönlü gani, şen,
Saçları zencefilli
Erkencecik evine dönmek istiyor canı,
Zembilinde karpuzlar hürriyetler duvaklar
Annesinin elini öpüyor ilkten
Yeğenine çukulata almış onu veriyor
Bakıyorsun - Güzin karanfil çiçeğini sever ya -
Güzine bir demet kırmızısından almış
Sırf seni seni sevdiği için ya, başka neden?
Bingöl vilayetinde kamyondan inince,
Tığ gibi bir delikanlıya soruyorum,
Siz nerenin bulutlarısınız böyle
Biz sizin sevdanızın bulutlarıyız.
Bir yıldızlı akşamı varsa Ankaranın
1953 kışları içinde,
Karnı tok sırtı pekse hısım akrabanın,
Konu-komşu dirlik düzenlik içindeyse,
Birbirimizi daha çok sevelim diye.