“Ey aldanan! Günün dalgınlık ve gafletle geçmektedir.
Gecen ise uykuyla geçmekte ve sen örtünmeye mecbur birisin.
Fani şeyler seni aldatmakta ve heveslerinin peşinden koşmaktasın.
Tıpkı uyurken rüyada gördüğü lezzetlerle aldanan gibi,
Sonucundan hoşlanmayacağın şeylerle oyalanmaktasın,
Bil ki hayvanlar da dünyada böyle yaşamaktadır.
Yolunda gitmediğin hâlde kurtuluşu istiyorsun,
Ve yine bil ki gemiler karada asla yüzemezler.
Unutma! Kıyamet günü mal da yok evlat da yok,
Kabrin kucaklaması, insana düğün gecesini bile unutturur.”
“Herhangi biriniz arkadaşını mutlaka övmek durumunda kalırsa ‘Filanın şöyle şöyle olduğunu zannediyorum. Ben Allah’a karşı kimseyi temize çıkaramam’ desin. Eğer hakkında bildikleri varsa zaten Allah ona kâfidir.” (Buhari, Şehâdât 16)
İbn Mes’ud diyor ki: “İçinde ecel vaktimin yaklaştığı ama amelimin artmadığı güneşi batan bir güne duyduğum pişmanlık kadar başka hiçbir şeye pişmanlık duymadım.”