Victoria çağında pek çok çevreler, az yemenin, az eğlenmenin, “gerekli ve kutsal” bir şey olduğundan söz ediyordu. Dickens, özellikle pazar günleri yolculuğa çıkmayı, eğlence yerlerine gitmeyi, içki içmeyi yasaklamaya yönelik bu tür “ahlaklılık” kampanyalarına tüm gücüyle karşıydı. Çünkü bu yasaklar, kampanyayı yürütenlerden çok, yoksulları etkileyen yasaklardı.