Oluyordu böyle şeyler. Hayat, buydu ve bu hayat kötülüklerle doluydu. Şeylerin nedeni aklına gelmiyordu. "Şeyler"i ve "şeylerin nasılı"nın birazını biliyordu. Her şey, neyse oydu. Su ıslak, ateş sıcak, demir katı, et iyiydi. Dünyanın aydınlanması ve karanlıkların gelmesi nasıl bitip tükenmez bir mucize olarak sürüp gidiyorsa o, bu olayı nasıl böylece, bir mucize olarak kabul ediyorsa, böyle şeyleri de öyle kabul ediyordu.