Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Kayıtdışı Tarihimiz

Yavuz Bahadıroğlu

Kayıtdışı Tarihimiz İletileri

Kayıtdışı Tarihimiz iletilerini, Kayıtdışı Tarihimiz okur görüşlerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
"Osmanlı'yı arıyoruz."
Kayıtdışı Tarihimiz
Kayıtdışı Tarihimiz
"Ben de" diye geçirdim içimden, "Osmanlı'yı ben de arıyorum!" Nasıl aramayayım ki? Osmanlı çeşitli dinler, ırklar ve kıyafetler karmaşasını beş yüz küsur sene maharetle yönetmiş, âdeta kurtla kuzuyu yan yana yaşatmıştı. Üstelik üç kıtaya yayılmış, yirmi iki milyon kilometrekarelik coğrafyaya hükmediyordu... Ne bugünkü iletişim imkânlarına sahipti, ne de yönettiği insanlar bugünkü kadar eğitimliydi. Bu nasıl bir meziyettir, nasıl bir maharettir....
Fikrimin İnce Gülü şarkısı Atalarımız için yazılmalıydı...
Osmanlı da "Ağaçlar zikreder" düşüncesiyle, ağaçları yeşertmeye çalışırlardı. Mesela kurak günlerde ücretle adam tutup sokaktaki ulu çınarları sulatır, göçmen kuşların yorgunluk atması için saçak altlarına kuş sarayları yaparlardı. Osmanlı insanı asla yere tükürmezdi. Bazı Batılı gözlemciler, sırf yere tükürmedikleri için atalarımızı eleştirmişti: "Türkler hiçbir zaman yere tükürmezler. Daima yutkunurlar. Bunun için de saçlarında sakallarında bir hararet olur ve zaman la saçları, kaşları, sakalları dökülür." (Comte de Marsigli). Osmanlı insanının üstün bir ahlâk anlayışı vardı. Türkiye Seyahatnâmesi ile meşhur Du Loir 1650'lerde şunları yazıyor: "Hiç şüphesiz ki, ahlâk bakımından Türk siyasetiyle medeni hayatı bütün cihana örnek olabilecek vaziyettedir." Bugünümüz için de bunları söylemek mümkün mü? Geçmişle geleceği buluşturabilirsek yeniden "Osmanlı İnsanı" karakterli insan yetiştirebileceğimizi düşünüyorum.
Kayıtdışı Tarihimiz
Kayıtdışı Tarihimiz
Reklam
Saltanatın kaldırılmasından sonra Sultan Vahideddin...
5 Kasım 1922'de Ankara'da 101 pâre top atılarak saltanat kaldırılmış, o andan itibaren Sultan Vahideddin'in Padişahlığı sona ermişti. O tarihten on iki gün sonra yurtdışına kaçan (tabii kaçmaktan söz edilecekse) "Sultan Vahideddin" değil, vatansızlığa mahkum edilen Vahdettin'dir! Sultan Vahideddin, yurt dışına
Okurken tebessüm ettiren yorumlama...
Kayıtdışı Tarihimiz
Kayıtdışı Tarihimiz
Elisee Recus yazıyor: "Osmanlılardaki iyilik duygusu hayvanları dahi kucaklamıştır. Birçok köyde eşekler haftada iki gün izinli sayılır... Gezgin Guer, başka bir örnek veriyor: "Bu adamlar (dediği bizim ninelerimiz ve dedelerimizdir) sokak başlarında sahipsiz köpeklere ve kedilere et dağıtırlar... So kaktaki ağaçların kuraklıktan kurumasını önlemek için bir fakire para verip sulatacak kadar kaçık Müslümanlara bile rastlamak mümkündür..."
Hani kardeşiniz sağanak altında ıslanırken şemsiyenizi onunla da paylaşınca huzur bulursunuz ya; işte bunun gibi, Osmanlı insanı da kendisi gibi inananlar başta olmak üzere, tüm insanları "insanlık ekseni"nde kendine kardeş sayan bir hayat görüşü çerçevesinde, şemsiyesini, muhtaçları hayatın sağanaklarından koruyacak şekilde açar,
Reklam
Kanuni ile Ebussuud Efendi arasında cereyân eden olay...
Osmanlı (ve tabii ki İslâm) hukukunda, vakıf malların kira bedelleri, her sene yeniden ayarlanırdı (ecr-i misil). Teklif edilen kirayı dükkân sahibi kabul etmezse dükkânı boşaltırdı. Bahsedeceğimiz olay da işte bu mesele üzerine yaşandı... Ayasofya Vakıfları'na ait dükkânların kira bedelleri vakıf tarafından bir miktar yükseltilmişti.
Sultan II. Abdülhamid'e neden Kızıl Sakal ve Kan Dökücü Diyorlar
İngiltere ve Rusya bazı vilayetlerde ("Vilayat-ı Sitte" denilen ve o dönemin idari haritasına göre Erzurum, Van, Bitlis, Diyar-ı Bekir, [Diyarbakır] Mamüretü'l-Aziz [Elazığ], Harput ve Sivas'tan oluşan, [bugünkü idari yapıya göre Erzincan, Ağrı, Hakkari, Muş, Siirt, Mardin, Malatya, Bingöl, Amasya, Tokat illeri diğer illere
Du Loir görüp incelediği toplumsal yapıdan o kadar etkilenmiştir ki, Osmanlı Türk toplumunun bazı kötülüklerden haberdar olmadığını düşünmekten kendini alamamıştır: "Türkler herhangi bir intikam hissi beslemekten son derece çekinirler: Dinlerinin bu husûsa ait bir hükmü gereğince cuma namazına başlamadan önce düşmanlarını affettiklerini âdeta ilân etmek durumundadırlar. Aksi halde namazlarının kabul edilmeyeceğine inanırlar. Ayrıca her bayramın birinci günü onlar için umumi bir barış günüdür. Birbirlerine rastladıklarında el sıkışırlar. Küçükler büyüklerin elini öptükten sonra başına koyup, 'Bayramın mübârek olsun!' der." Böyleydi; çünkü kişisel ve toplumsal ilişkilere henüz "menfaat" hükmetmiyordu. "Kardeşlik" en belirleyici öğe idi. Bu yüzden insanlar arasında kıyasıya bir rekabet oluşmaz, en azından rekabet, kırıcı ve incitici boyutlara ulaşmazdı. Osmanlı edebi ve nezaketi dünyaca meşhurdur. İslâm'la yoğrulan yürekler bugünkü halimizle mukayese edilemeyecek kadar duyarlıydı.
Kayıtdışı Tarihimiz
Kayıtdışı Tarihimiz
Reklam
Kayıtdışı Tarihimiz
Kayıtdışı Tarihimiz
• Takvimimiz değiştirerek elimize ne geçti?
24 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.