"Sosyalist olmak" egemen çevreler için her zaman tehdit olarak algılanmıştır. Özellikle 1917 Rus Devrimi sonrası bir çok ülkede "tehlikeli kişi" muamelesi görmek için, hapishanelere tıkılmak için en geçerli neden olmuştur. Ülkemizde de bu sebeple Nazım Hikmet, Sabahattin Ali, Rıfat Ilgaz, vb. bir çok aydın ömürlerinin en güzel yıllarını hapishanelerde geçirmişlerdir. Özellikle bazı dönemlerde bu durum kitlesel hale gelmiştir. 12 Mart gibi, 12 Eylül gibi... İşte Kedi Mektupları romanının kişileri 12 Eylül sonrası yurt dışına iltica eden gönüllü sürgünlerdir. Mihail Gorbaçov sonrası dünyadaki değişimler, Berlin Duvarı'nın yıkılması sol görüşlü insanlar arasında derin hayal kırıklıkları yaratmış, geçmişin sorgulanmasına yol açmıştır. Kedi Mektupları'nın yazarı Oya Baydar da bunlardan biridir. Kedi Mektupları, içinde kedilerin de yer aldığı böyle bir ruh halinin hikayesi. Ben Kedi Mektupları romanını çok beğendim. Kediler; Nina, Gece, Artur, Yoldaş, Kirli ve Kısmet'in kendi aralarında mektuplaşmaları, sahipleri ile ilişkileri çok başarılı kurgulanmış ve kitabı sevimli ve okunası bir kitap haline getirmiş. 1993 Yunus Nadi Roman Ödülü almış olan Kedi Mektupları romanını henüz okumamış kitapsever "1000 Kitap" okurlarına öneriyorum.