Öncelikle; kitap konu itibariyle fena değildi. Ancak; çevirmenin (Meral Harzem) berbat çevirisi ve güya editleyenin (Gözde Soykan) editlememesi sonucu kitabı maalesef çok zor okudum. Ve dedim ki kendime; "bir daha okura ve işine saygısı olmayan bu insanların elinden çıkacak kitabı alma". Bunların dışında kitap, ortalamanın altında ve "okunmasa da olurmuş" dediğim bir kitap oldu.
Vasat bir kitaptı. Güzel bir konu vasat bir şekilde işlenmişti. Ağır bir şekilde ilerleyen kitap sonunda beni hiç şaşırtmadı maalesef. Okumasanız da bir şey kaybetmezsiniz.
Uzun zamandır okuduğum en akıcı ve ilgi çekici konuya sahip kitaptı. Yazarın yazım şekli ve hatta paragraf tercihleri ardı ardına durmadan okuma isteği uyandırıyordu yormadan. Ana karakterin gizemi çok ayarında ve dozunda... geçmişe ve an’a gidip gelmeleri çok yerindeydi... ancak çevirmenin hataları nedeniyle kitaptan yer yer koptum. Birinci ve üçüncü şahısları dialog arasında karıştırması “bunu şimdi kim söyledi” soruları getiriyor akla... düşük cümleler, atlanmış kelimeler, çokça imla hatası ve üstüne biraz düşünse daha derin ve doğru anlam bulacağı ama direkt “sözlük çevirisi” yaptığı ifadeler... özellike “kırık çocuklar” orjinalinin “broken kids” olduğuna adım gibi eminim “sorunlu çocuklar” bile dese daha yerinde ve dilimize yakışır bir ifade olurdu. Hele de “altı ayak derinliğinde” demesi “feet” ölçü birimini “yaklaşık 1mt” diye çeviremeyecek kadar düşüncesiz ve acelece çevirerek kitaba zarar vermiş olduğunu düşünüyorum. Bu kötü basıma rağmen kitap, kitaplığımda yer alacak ve arkadaşlarıma önereceğim.
Konusu yönüyle çok beğendim ancak tek yönlü anlatımı biraz sıkıcı geldi böyle bir konunun daha olay ağırlıklı, gizemli ve şaşırtıcı işlenmesini isterdim