Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Kent İlişkileri

Rasim Özdenören

Sayfa Sayısına Göre Kent İlişkileri Sözleri ve Alıntıları

Sayfa Sayısına Göre Kent İlişkileri sözleri ve alıntılarını, sayfa sayısına göre Kent İlişkileri kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Herkesin kentten kaçma gerekçeleri bulup çıkardığı bir sırada, birinin kalkıp da aynı gerekçeleri tam da kentte ikamet etmek için kullanması yadırganabilir. Ben burada, meselenin köküne, künhüne ulaşmayı öneriyorum. Kent hayatı, en başında da, en sonunda da, insanın insanî oluşumunun bir ifadesi olarak zuhur ediyor: insanın, kendini doğadan
Sayfa 97
Kent hayatı, insanın, insanî macerasının somutlaşmış halidir diyebiliriz. İnsanın birey olarak kendi içinde taşıdığı çelişkiler, onun toplum hayatında da somutlaşıyor ve aynı çelişkiler onların bir arada yaşamaları halinde de ortaya çıkıyor: şuna bakılsın: mescitler ve genelevler, meyhaneler ve aşevleri, hırsızlar ve emekçiler, veliler ve fahişeler, âkiller ve meczuplar, kulübeler ve apartmanlar.. yan yana, iç içe, birbirlerini kollayarak, dahası birbirlerini himaye ederek aynı kentin seması altında himaye buluyorlar. İşte böylesine bir ortamda, bu ateşi avucunda tutmak zorunda kaldığını, ateşi avucunda tutarken, gene aynı avucundaki buzu eritmeme görevini üstlenmiş olduğuna bakarak o sırat köprüsünü geçmeye hazırlandığını düşünüyorsun: demek oluyor ki, bir kentli, sürekli biçimde böyle bir sırat köprüsünün üzerinde duruyor. Zor bir işin üstesinden gelinmesi gerekiyor: insanın, insan olduğunu ona hatırlatan ve onun sürek- li biçimde bir sınavda olduğunu ona duyuran bu zorluk değil mi: o, bir damdan ötekine sıçrarken; ekmeğini kazanırken, helalin ve haramın kıl denli ince sınırlarını gözetmek zorundadır: onu murakabeye sürükleyen de bu zorunluluktur. O, zaman zaman kent hayatının bu zorunluluklarının dışına çıkma ihtiyacını hissedecek ve kendini yenilemenin yolunu arayacaktır.
Sayfa 97 - İz YayıncılıkKitabı okudu
Reklam
"İtikâftaki insanın yaşadığı ilk vuslat bizzat kendisiyledir."
Sayfa 100 - İz Yayıncılık /2009Kitabı okudu
İtikâftaki insanın yaşadığı ilk vuslat bizzat kendisiyledir. O, kendini tanımaya başladıkça "o" olanı tanımanın yolunu da açmaya teşebbüs ettiğini fark ediyor: o'ndan kendi zatına, kendi zatından o'na yol buluyor ve böyle böyle yol alınıyor. Fakat mutekifin zaferi, asıl, hücresinden dışarıya, öteki insanların arasına karışmasıyla ortaya çıkacaktır ve yalnız bu durumda ortaya çıkacaktır. Çünkü mutekifin öteki insanlarla vuslatı vuku bulmadıkça o itikâfın hedefine vardığını iddia etmek kolay olmaz. İnsanın kendi başına yaşadığı bir itikâfa olsa olsa bir itikâfın yarısıdır denebilir. Asıl vuslat, gerçek vuslat başkalarıyla irtibata geçerek gerçekleştirilmiş olacaktır. Mutekifin iç huzuru, vuslat heyecanı merkezden muhite doğru dalga dalga yayılacaktır. O zaman, mutekifin yanağında ve kalbinde oluşan gülücüğe yüklenen anlam, yeni doğmuş bir bebeğin gülümseyişine atıfta bulunacaktır: çünkü dışa vuran aynı masumiyettir.
Sayfa 100 - İz YayıncılıkKitabı okudu
Kabe'yi kendisi kılan şey onun ruhudur,bu demektir ki,Kâbe makamdır...
Sayfa 102Kitabı okudu
"Sur, içinde yaşayanlara bir sınırlanmışlık duygusu verebilir.Ama bir kentlinin ihtiyaç duyacağı özgürlük de, gene, onun bu sınırlanmışlık hissinden doğuyor."
Sayfa 106 - İz Yayıncılık /2009Kitabı okudu
Reklam
Tüccar kazanmak ister, ama karşı tarafın zarara uğratılması pahasına değil.
Sayfa 112 - İz YayıncılıkKitabı okudu
Peki ya neden?
Niçin kır havası özgürleştirmiyor da,kent havası özgürleştiriyor?
Sayfa 116Kitabı okudu
"Bizi özgür kılan, bizim özgürlük bilincimizdir."
Sayfa 117 - İz Yayıncılık /2009Kitabı okudu
bizi özgür kılan, bizim özgürlük bilincimizdir.
Sayfa 117Kitabı okudu
121 öğeden 81 ile 90 arasındakiler gösteriliyor.