Bir evvelki kitabımız "Niyet Faslında Taşların Beyinleri'ndeki Vuslata Doğru şürimizde demiştik ki: "Vuslat vaktimiz hangi ay Bilmem hangi sene dostlar Yaradan nasib ederse Kavuşuruz gene dostlar," Galiba vuslat vaktindeyiz...
Bu kitaba; Kesinlikle hecesiz, ölçüsüz, kafiyesiz ve redifsiz hiçbir şiir girmedi, giremez..
Bu kitabda; Masum, mağdur, mazlum bir dünya insanlığının hüznünü paylaşmayan ister seviyesi refahta, ister hali sefalette olsun, kendi gençliğine milli ve manevi ruh aşılamayan hiçbir söz yer almadı, alamaz..
Bu kitabın; şiiri gaydalı ses tonuyla katleden, ömrü boyunca tek bir şiire imza atmayarak nesri şiir diye yutturan madde borazancısı bir cemiyet arasında yeri, milli şairlerini haykırtmayan ve yayın alanlarını kapatan magazin mecralarına hasret çekmişliği olmayacaktır da..
Bu kitaba; kendini şiire verirken şiirce sözünü ve özünü telef eden şairin dostluğu; hamiyetli, ahlâklı, faziletli, vatanperver ve Allah (CC) kelâmına âşık bir taraf iledir. Hep böyle de olacaktır....Ve bu kitab; siyasi bir düşüncenin, sosyal bir vazifenin ve de kültürel bir pencerenin akla, fikre, gönüle sığamadığı bir zamanda, Hakk'ın izniyle insan beyninden ve yine insan eliyle, teveccüh gösterebilecek insanlığın eline takdim edilmiş bir eserdir..
Hâsıl-ı Kelâm, Peygamberler peygamberi Hz. Muhammed (SAV) Efendimiz'in de buyurduğu üzere; 'hayır sayfası kapanmayanlar arasında yeri bulunan ESER SAHİBLİĞİ'nin, sadece düşünce ve ümid merhalesinde olan birisi sıfatıyla, cümlelerin son noktası önündeki şu isime ait olmayan bu kitab, okuyucusuna sevginin, muhabbetin, aşkın da ötesinde inancın, dâvânın, fikrin ve hasletin bir emanetidir.. Muhafaza edeceklere en derin saygılarımla, ES SELAM olsun..
BEKİR YALÇINKAYA