Keşke Dergisi 16. Sayısı ile raflardaki yerini aldı. Mart-Nisan dönemine ait sayıda Oğuzhan Gülcemal, Şükrü Erbaş ile şairin şiiri üzerine bir söyleşi gerçekleştiriyor. Söyleşide Erbaş’ın Unutur Muyum… adlı şiirine dair şairin perdesini araladığını görüyoruz. Dergi, Serap Aslı Araklı’nın Türkçemizin dört büyük şairini selamladığı Güzel Aralık şiiriyle başlayıp Engin Hamamcı’nın Yitik Sevinç şiiriyle devam ediyor. Damla Yazar şiir çevirilerine Émile Verhaeren’in Au Passant D’un Soir / Bir Akşamın Geçişinde başlıklı şiiriyle devam ediyor.
Emin Hekimoğlu Zihin Sarayı ve Edebiyat başlıklı yazısıyla okuyucuyla buluşurken, Hasan Ziya bu sayıda iki ayrı yazıyla okuyucuyu selamlıyor. ‘İki Ayak Üzerinde Şiir Okumanın Diyalektiği’ başlığını taşıyan ilk yazısı ile, geçmişten günümüze şaire, şiire ve bu iki unsurun toplumdaki yerine değinen Hasan Ziya, ikinci yazısı ile bu sayının söyleşi şairi Erbaş’ı ‘Bir Şiir Merhemi Olarak Şükrü Erbaş’ başlığıyla ele alıyor. Yusuf Koşal ise Zamyatin’in Biz adlı romanını İntegral’in Duası Kabul Olur mu? başlığı altında değerlendiriyor.
Münir Ersan Tuna Vesika adlı şiiriyle, Mehmet Fatih Anneye Mektup şiiriyle, Sercan Yılmaz ise Günbatımı isimli şiiriyle 16. sayıdaki yerini alırken, sayının kapanış şiirini Nurullah Deveci kaleme alıyor. Şiir, Ertelenmiş Göçler başlığını taşıyor.
Alperen Köseoğlu, ön yüzdeki kapak tasarımına farklı çizgisini yansıtmaya devam ederken, arka kapakta Şükrü Erbaş portresi ve şairin dizeleri ile derginin 16. sayısı nihayete eriyor.