Kilitli pencerem, kapılarım paslı
Sen gittikten sonra kapandı, kimse açmadı, sormadı
Çok ağladım senin için
Çok geceden sabahlara selam yolladım
Çok gözyaşı döktüm, çok haykırdım, lanet ettim
" İşte o zaman bir gece yarısı böyle, artık ayaza karışmış ay ışığı var mıymış yok muymuş, onun orasını iyice bilemiyorum bir bozkurt peydahlanmış bir dağın doruğunda. Bozkurt da bozkurtmuş hani, vay ne bozkurt ki ne bozkurt... Şimdilerde pek görünmüyorsa bir hikmeti olmalı, bakarsın ummadığın bir zamanda görünüverir.... "
"Akıl işte... akıl..." Kafasına vuruyordu. "Bize yiğitlikten önce akıl gerekirmiş; akılsız yiğitlik, eşeklikten betermiş...
Anladık ama geç anladık, geç bre..."
Gözlerindeki gülüş kayboldu; çakır bir ışıltı kaldı: "İkilik kötü şey Alpaslanım." Dedi; "Kin kötü şey; insanları birbirine düşürmek kötü şey. Bir olmak, birlik olmak; sırt sırta, el ele vermek... Sevmek Alpaslanım; iyi olanı..
... bakalım Bilge Kağan ne demiş, önce onu dinleyelim.. Demiş ki, Türk Milleti! Sen açken tokluk nedir bilmezsin amma bir kere doydun mu da açlığı hiç düşünmezsin. İşte hesap bu hesap. Çağrı Beyle Tuğrul Bey buraya gelip yerleşince karabudun sandı ki herşey olup bitti. Daha da öteye gitmek yok.. Halbuki bizim yurt buralar değil!..