"bana mutluluktan söz etme, anısı beni mutsuz ediyor. bana huzurdan söz etme, gölgesi beni korkutuyor. ama bak bana! sana, cennet'in kalbimin külleri içinde yaktığı mübarek feneri göstereceğim. seni bir annenin biricik çocuğunu sevdiği gibi sevdiğimi biliyordun. aşk seni kalbimden dahi korumayı öğretti bana. beni, seninle birlikte uzak diyarlara gitmekten alıkoyan şey, ateşle temzlenmiş olan o aşk'tır. aşk, senin özgürce ve erdemli bir şekilde yaşamana imkan vermek için, içimdeki arzuyu öldürüyor. sınırlı aşk, sevdiğini sahiplenmek; sınırsız aşk ise sadece kendini ister. gençliğin saflığı ve uyanışı arasına düşen aşk kendini, sahiplenme ile tatmin eder ve sarılmalarla büyür. ama gökkubbenin kucağına doğan ve gecenin sırlarıyla inen aşk, ebediyet ve ölümsüzlükten başka hiçbir şeyde huzur bulamaz, ilahi varlık dışında hiçbir şeyin önünde hürmetle eğilemez."