Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Kirlilik Kavramı ve Aleviliğin Asimilasyonu

Mevlüt Özben

Kirlilik Kavramı ve Aleviliğin Asimilasyonu Gönderileri

Kirlilik Kavramı ve Aleviliğin Asimilasyonu kitaplarını, Kirlilik Kavramı ve Aleviliğin Asimilasyonu sözleri ve alıntılarını, Kirlilik Kavramı ve Aleviliğin Asimilasyonu yazarlarını, Kirlilik Kavramı ve Aleviliğin Asimilasyonu yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Her belirgin kötülüğün ve olumsuzluğun arkasında suçlanmaya layık bir fail vardır.
Sayfa 84 - Ayrıntı YayınlarıKitabı okudu
"Ötekileştirme o kadar kuşatıcı ki, bazı aileler çocuklarnın Alevi arkadaşlarıyla oynamalarına bile izin vermiyor. Ben küçükken sünnî bir arkadaşımın annesi arkadaşıma 'onunla oynama onun ailesi kötü' demişti. Bu beni çok yaralamıştı. Çünkü düşünün bir çocuğun en değerli şeyi arkadaşıdır ve bu çok kötü..."
Sayfa 64 - Ayrıntı YayınlarıKitabı okudu
Reklam
112 syf.
·
Puan vermedi
Biz ve öteki... Biz kavramı, ait olunan grupken;öteki, senin grubundan olmayana verdiğin isim olarak sosyal düzlemde inşa edilmiş iki kavram olarak tanımlanmıştır. "Biz" i anlatırken en nadide en güzel nitelik sıfatlarını kullanırken , söz konusu "öteki" olunca en aşağılayıcı en çirkin nitelik sıfatlarını reva görürüz. Bu bağlamda sosyolojik bir bakış açısıyla yazar, aynı zamanda sosyolog gözüyle Alevilik kavramına etiketlenen "kirlilik" kavramını irdelemiş ve toplumsal düzeyde şekillenmiş ve süregelen "öteki" nin kültürel bir kanal ile yeniden inşasını ele almıştır. Bizden olmayana duyulan nefretin bir bir kavrama (kirlilik) sıkıştırılmasını ele alan , toplumsal ve kültürel çerçeveden bakınca mantığın nasıl devre dışı bırakıldığını hissettiren bir eser. Eleştirip sorgulatan bir kitap tavsiye edilir.
Kirlilik Kavramı ve Aleviliğin Asimilasyonu
Kirlilik Kavramı ve Aleviliğin AsimilasyonuMevlüt Özben · Ayrıntı Yayınları · 201119 okunma
Pek çok duygu başkalarıyla etkileşime girmek yoluyla toplumsal bağlam içerisinde üretilir. Bu bağlamda duygular, toplumsal ve kültürel süreçler yoluyla biçimlendirilen, duyumsanan ve yorumlanan olgulardır.
Sosyal psikologlar, bize benzemeyenler karşısında duyulan tiksinti, antipati ve korkuya çocuklarda rastlanmadığını ortaya koymuşlardır. Buradan şu sonuç çıkıyor: Bize benzemeyenlere karşı duyduğumuz tiksinti, antipati veya korku, toplumsallaşma süreci ile edinmiş olduğumuz ve sosyal etkileşim süreçleri ile yeniden şekil verdiğimiz bir tepkidir.
Bizimle aynı grupta yer almamaktan ya da bize benzememekten dolayı kendimizden farklı gördüğümüz kişileri ve grupları sadece farklı oldukları için değil, farklı olmalarının alttan alta bize dayattığı korkularla baş edebilmek ya da bu korkular karşısında gereğini yapabilmek adına da ötekileştiririz.
Reklam
Kendi hayatımıza değer verme yeteneğine sahip bir varlık (kişi) olmanın bir gereği olarak bizim gibi olmayanların hayatına değer vermemekle yaşama ahlaksal bir değer kazandırma şansını da yitiriveririz. Oysa insan olarak ortaklaşa sahip olduğumuz şey, referanslarımız farklı olsa da kendi hayatımıza ve başkalarının hayatına değer verebilme kapasitemizdir.
İnsanoğlu kavramlardan ve kategorilerden hareket ederek, hükmetmek istediği gerçeği ya da onun temsilini düzene sokar.
"Yaratıcı kehanet kuramına" göre insanlara, içinde olduklarını düşündüğünüz biçimiyle durumları gerçekmiş gibi davrandığınızda ya da onları bu şekilde tanımladığınızda, söz konusu durumlar sonuçları bakımından da gerçek olur. Örneğin şu ya da bu toplumsal kategoriye kimi olumsuzluklar atfettiğinizde, bu, o kategoride yer alan üyelerin bu gösterime uygun davranmasına veya düşünmesine de yol açabilir. Ne yazık ki, önyargılardaki kötücül döngüye girişin kapısı da budur.
Kirlilik Muhataplarının Sezgileri ve Gündelik Deneyimleri
"Bir insan en yakın arkadaşını dahi kendi mezhebinden biri değil diye dışlamaya başlarsa 'üzgünüm ailem seninle görüşmeme izin vermiyor' sözlerini duyduğunda kimse bedenini temiz tutmaya, iyi temiz, pak mı pak insan olmaya çalışmasın. Bir çocuğun arkadaşlık anlayışını kirletmişken kimse cennetin kapılarının sonuna kadar açılacağını beklemesin. Hani başkaları hakkında gıybet günahtı. Hani helallik almak gerekiyordu bu insanlardan. Bana göre asıl günah birini bu derece kirletmektir. " (Kadın, 19 yaşında)
Reklam
Kirlilik Muhataplarının Sezgileri ve Gündelik Deneyimleri
Başka bir görüşmeci kirliliği, "Çoğu zaman gereksiz olduğuna inanıp yok etmeye çalıştığımız ve fazlalık olarak işe yaramazlık etiketini yapıştırdığımız şeydir" biçiminde tanımlandı ve ekledi "Esasen kirlilik ya da esas kirlilik çıkarları uğruna eylemlerde somutlaşmaktır" (Kadın, 19 yaşında)
Kirliliğin bir söylem pratiği olarak, yaşam deneyimlerinden çıkarılan biyolojik bir değere dönüştürülmesi üzerinden tanımlamak istediğimiz Alevi bedeni, kendisini kuran talepleri dolayımında baskın bir biçimde ahlaki iken, kendisini tanımlayan dışsal söylemlerin bir bileşkesi olarak kültürel ve siyasi bir bedendir.
Pek çok çeşitlilik içerisinde bedenlerine zincirlenen insanlar, hakim söylem pratiklerinin verili bir kültürü içerisindeki etkili gücü karşısında, kendilerini, kendilerinden kurtulma gücünü reddederken bulabiliyorlar.
Kirlenmenin gücü kirlenmeyi kirlenme olarak tanımlayan yasağın gücü ile bağlantılıdır.
Yahudilerde etli ve sütlü yemekler için neden ayrı yemek takımlarının kullanıldığını Hatta aynı masada dahi bu yemeklerin birlikte yenmediğini rahatlıkla anlamış oluruz. Hayvanın eti ve sütü aynı nitelikte ürünler değildir; et ölmüş bir hayvandan gelirken, süt yaşayan hayvanın bebeğini beslenen besindir ve en önemlisi sembolik olarak et anneyi süt ise bebeği temsil eder. Bu anlamda, ensest yasağının da bir sonucu olacak şekilde, etli ve sütlü bir arada tüketilmez.
17 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.