Kişilik Çözümlemesi
Wilhelm ReichKişilik Çözümlemesi Gönderileri
Kişilik Çözümlemesi kitaplarını, Kişilik Çözümlemesi sözleri ve alıntılarını, Kişilik Çözümlemesi yazarlarını, Kişilik Çözümlemesi yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Toplumbilimci, ruhbilimcinin araştırmalarının nitelik ve genişliğine ilgisizlik gösteremez, çünkü insanoğlu her şeyden önce gereksinimlerinin ve bu gereksinimleri şöyle ya da böyle doyuracak olan toplumsal düzenin nesnesi ise de, aynı zamanda tarihin ve toplumsal sürecin öznesi'dir de; bu toplumsal düzenin, tam anlamıyla özgür değil, insan eyleminin içerik ve etkisini belirleyen bir dizi tutumbilimsel ve ekinsel (kültürel) koşula bağlı olarak, <yaratıcı etkeni>dir.
"...bütün büyük insanlar yalnızdırlar."
İstisnasız her nevroz çocuklukta 4 yaşından önce yaşanan ve zamanında halledilmeyen çatışmalardan kaynaklandığı ve bu çatışmalar aktarım sırasında yeniden canlandırldığı için, dirençlerin çözülmesi bağlamında, aktarım analizi, analiz işleminin en önemli parçasını oluşturur.
Sayfa 31
Bilinçdışının bilinç düzeyine çıkarılması doğrudan değil, dirençleri kırmak
suretiyle yapılmalıdır, yani hasta ilk önce gerçekten direndiğini, ardından hangi araçlarla ve son olarak da neye karşı direndiğini öğrenmelidir.
Sayfa 27
Özezer Kişilik
Özezerlikte dokunsal cinsel etkinlik, dışkılık bölgesi cinsel etkinliği ve yüzüstü bırakılma korkusu birbirine karışmıştır; özezer kişi, bu korkuyu bedensel değmeyle yatıştırmaya çalışır. İşte bu sevisel yatkınlık özünü ezen kişinin: "ısıt beni (koru beni)" sözünde dile gelen aşırı sevgi arayışının başlıca nedenlerinden biridir. Şu ünlü "vur bana" lafı da zaten aynı eğilimin gizli anlatımıdır. Özünü ezen kişinin beklediği sevgiyi görmediğini, istemeye devam ettiğini söyleyebilirsiniz. Bu, onun sevgiden gerçekten yoksun kalma derecesine bağlıdır; çünkü tutumu aşırı pışpışlanarak geçmiş bir çocukluğun sonucu da olabilir. Şöyle ya da böyle, özezer kişinin sevgi arayışı, ataerkil eğitim dizgemizin çocukta açtığı yaralardan ileri gelmektedir.
Sayfa 273 - Payel Yayınları 1.Basım 1983Kitabı okudu
Özünü ezmekten hoşlanan kişi etinin çimdiklendiğini, sert bir fırçayla fırçalandığını, kırbaçlandığını düşler, derisinden kan çıktığını görmekten hoşlanır.
Sayfa 271 - Payel Yayınları 1.Basım 1983Kitabı okudu
Eziyet düşkünü kişi, kendini sevdirme gereksinmesi büyük olduğundan, güncel umut kırıklıklarını da pek acı biçimde duymaktadır.
Sayfa 268 - Payel Yayınları 1.Basım 1983Kitabı okudu
Özezer Kişilik
Özezer kişiliği oluşturan ve bize onun kişiliğinin, tepkilerinin anahtarını veren söz konusu niteliklerin birarada bulunmasıdır. Özezer kişiliğin kendine özgü özellikleri şunlardır; nesnel alanda "sürekli ağlayıp sızlama eğilimi"yle kendini gösteren sürekli, öznel bir acı duyumu; "kendi kendini yıkmaya ve küçük düşürmeye" duyulan sürekli eğilim, bir türlü akıldan çıkmayan "başkalarına eziyet etme" arzusu; ve doğal olarak özezer, başkalarına çektirdiği acıyı da büyük bir acı halinde duymaktadır. Özezer kişilerin davranışları beceriksizce uyumsuzdur, zaman zaman gerizekalilarınkini andırır.
Sayfa 262 - Payel Yayınları 1.Basım 1983Kitabı okudu
Vücudun işlevsel bozulmasının, adım adım çürümesinin ancak üreme aygıtı, yani cinsel enerji kaynağı kurumaya başladığında boygösterdiğini bildiğimiz zaman, ölüm güdüsü varsayımı da gereksizleşir.
Sayfa 260 - Payel Yayınları 1.Basım 1983Kitabı okudu
Acı çekmenin kökeni nedir sorusuna, şimdi artık şöyle yanıt veriliyordu: " Acının kaynağı dirimsel acı çekme arzusunda,ölüm güdüsünde ve cezalandırılma gereksinmesindedir." Bu yanıt, doğru yanıtı safdışı etmişti: " Acının kaynağı dış dünyada,arzuları baskı altına alan toplumdadır."
Sayfa 258 - Payel Yayınları 1.Basım 1983Kitabı okudu
İnsan Doğasına Farklı Bakış
Kişiliğin oluşumunda kullanılmayan güdüler bastırılmazlarsa, dolaysız doyuma iterler insanı.
---
Dolaysız doyuma erebilen cinsel enerji gidip düşünsel Ben'in özlemlerine gizlenmez
---
Düşünsel Ben'le, gerçek Ben birbirine benzer, dolayısıyla hiç bir gerilim ortaya çıkmaz!
---
Bir güdü sereserpe açılıp çiçeklenmeye fırsat bulabilmiş ise artık onu bütünüyle bastıramazsınız.
---
Kişiliğin oluşumu, kişiliğin güdüsel yaşamla dış dünya arasındaki sınırında, yâni Ben düzeyindedir. Biz ona aynı zamanda Ben'in kişiliği deriz.
Bilinç-Özalgılama
Bilinçlilik bir özalgılama işlevinden, özalgılama da bilinçli olmaktan başka bir şey değildir.
Freud
Freud, dolaysız yorumdan vazgeçti, bilinçaltına itilmiş arzu ve düşüncelere karşı gösterilen direnmeleri birer birer ortadan kaldırarak bilinçsiz dünyayı bilinçli kılmaya çalıştı.
---
Bilimin en büyük görevi, insan denen memelinin kendi içindeki doğayı benimsemesine, ondan kaçmayı bir yana bırakmasına ve en çok korktuğu şeyin tadına varmasına yardım etmek olmalıdır.