Herşeyden önce, kendim hakkında birşey yazarak başlamak istiyorum kitap hakkındaki yorumuma. Bu kitabı okumadan önce, birşeyleri ne kadar sevsem de, çabuk bitirmeye çalışan bir yapım olduğunu düşünürdüm. Fakat bu kitap sayesinde fark ettim ki, sevdiğim herşeyi, okuduğum kitaplar da dahil, bilinçsizce uzatarak yapmaya çalışıyorum. Bu kitap da onlardan oldu zira. Şimdi incelememe geçeyim:
Kitap, Natsuki Kitabevi adındaki sahafın sahibi olan dedesiyle yaşayan Rintaro Natsuki'nin dedesinin ölümünden sonra başına gelen bir dizi tuhaf olayları konu alıyor. Günlerini Natsuki Kitabevi'nin kitaplarla dolu rafları arasında tek başına geçirirken, birdenbire ortaya konuşan kedi Tekir çıkar ve labirentlerde hapsedilmiş kitapları kurtarmak için Rintaro'dan yardım ister. Arka kapakta da yazıldığı gibi, tutsak kitapların kaderi, Rintaro ve bu acayip kedinin elindedir artık...
Birden fazla insanın önerisi ve övgüsü üzerine başladığım kitap, daha ilk sayfadan beni kendine çekmeyi başardı ve bana, neredeyse her sayfada rastlanan mükemmel alıntılar ve karakterler arasındaki diyaloglarla keyifli bir okuma süreci yaşattı. Bazı cümleleri tekrar tekrar okuyup derinlerde gizlenmiş anlamları aramayı çalıştım. Rintaro'nun düşünceli ve çekingen cümleleri, Sayo'nun soğukkanlı ve açıksözlü tavırları, Tekir'in bilgeliği ve kendinden emin halleri, her sayfada doyumsuz bir zevk yaşatıyor size. Tekrar tekrar açıp okumak isteyeceğim, benim için değerli olan insanlara bundan sonra uzun bir süre boyunca önereceğim, bendeki yeri çok özel kalacak bir kitap oldu. Her yaştan, her zevkten insanın okuması ve okutturması gerek..