Dindar olmak, sadece Tanrı'ya tapınmakla değil, ruhun tüm kaynaklarını, iradenin tüm teslimiyet kabiliyetini, fanatizmin tüm coşkusunu, düşüncelerin ve eylemlerin gayesi ile rehberi haline gelmiş bir ülkünün veya bir insanın hizmetine vermekle alakalıdır.
Hoşgörüsüzlük ve fanatizm, dini duygunun zorunlu eşlikçileridir.