Kızıl Çin'den Neden Kaçtım

Humpery Evans

En Beğenilen Kızıl Çin'den Neden Kaçtım Sözleri ve Alıntıları

En Beğenilen Kızıl Çin'den Neden Kaçtım sözleri ve alıntılarını, en beğenilen Kızıl Çin'den Neden Kaçtım kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Komünistler, işçiyi, köylüyü, bütün fakir halkı; {sömürücülerden kurtarma} ve {dünya nimetlerinden eşit faydalandırma} vaatleri ile iğfal ederek hükümleri altına aldıktan sonra, onları eskisinden daha yoksul bir yaşayışa mahkum etmişlerdi.Ve şimdi dünya nimetlerini {halk adına} sadece kendi aralarında paylaşıyorlardı!
Sayfa 149Kitabı okudu
Orada bir çocuk bize, yemek hazırlanıncaya kadar yakındaki bir mabedi gezdirmeyi teklif etti. Mabedi gezip restorana dönünce çocuğa bahşiş vermiştim, Çocuk almak istemiyor, onun yerine restorandan yemeğimizin artıklarını getirip kendisine vermemizi rica ediyordu. Çocuğun bu isteğinin sebebini anlıyamadım. Çünkü kendisine verdiğim bahşişle karnını
Sayfa 57 - 58 Sümerbank Kültür Yayınları, Doğuş Matbaası - Ankara, 22 Mayıs 1969
Reklam
Babamı ikna edemiyeceğimi anlayınca üzüntü ile, neden bu kadar Komünistlerin aleyhinde bulunduğunu sordum. Babamın cevabı şu olmuştu: - Komünistler sadece iktidarı elde etmenin peşindeler. Biz millet olarak savaşmaktan ve adaletsiz yaşamaktan usandık, barış ve huzur istiyoruz. Komünistler bu isteğimizi bizim aleyhimize kullanıyorlar.
Sayfa 43 - Sümerbank Kültür Yayınları, Doğuş Matbaası - Ankara, 22 Mayıs 1969
En küçük bir hata - yanlış bir cevap, hatalı bir duruş, bir dil sürçmesi - felaket getirebilirdi. Devamlı olarak korku içinde yaşayan kimselerin, korkma hisleri zamanla körleşir, fakat bu korkunun gerdiği sinirler üzerindeki kötü tesiri devamlı olur. Beni en fazla rahatsız eden şey sonu gelmiyen yorgunluktu, Halbuki yaşama mücadelesine devam edebilmek için her an dikkatli olmam şarttı; bu da biraz olsun istirahat edebilmeme bağlı idi.
Sayfa 13 - Sümerbank Kültür Yayınları, Doğuş Matbaası - Ankara, 22 Mayıs 1969
"ölmeyi tercih edenlerin sayısı gittikçe artıyor."
Üçüncü baskı usulü daha da fena idi. Komünistler kurbanlarından istedikleri "itiraf"ı koparmak için onların ailelerini, genellikle karılarını ve çocuklarını kullanıyorlardı. Kocasının iş durumunu bilen Çinli kadın hemen hiç yok gibidir. Kocasının tutuklanmasından dolayı üzüntü ve endişe içinde kıvranan kadının yanında, yardım meleği gibi sempatik bir "terbiyeci" peydah olur. Kadına kocasının ağır suçlar işlediğini; buna rağmen kocası, sadece bu suçları itiraf ettiği takdirde "halk"in kendisine müsamahalı davranacağını ve onu yuvasına kavuşturacağını, fakat "itiraf" etmemekte inat ederse mutlaka öleceğini anlatır. Kocasını kurtarmak ümidi ile heyecandan çılgına dönen kadın, çocukları ile beraber adamın yanına götürülür. Sahne gerçekten feci olur: Adamın önünde karısı diz çökmüş yalvarıyor, onun arkasında boynu bükük duran çocuklar sessizce babalarına bakıyorlar. Bu sahne karşısında büsbütün yıkılan, perişan olan masum koca: Suçsuzluğuna kendi ailesini inandıramadıktan sonra kime inandırabileceğini acı acı düşünüyor. İki yoldan birisini seçmek durumunda kalıyor: "itiraf" yolu veya "ölüm" yolu.
Sayfa 99 - Sümerbank Kültür Yayınları, Doğuş Matbaası - Ankara, 22 Mayıs 1969
...istasyondan biraz ötede restorana benzer bir yere girdik. İçerisi karanlıktı ve bayat bira kokuyordu. Bir masa bulduk, iri yarı bir kadın geldi, sıtma görmemiş yüksek bir sesle ne istediğimizi sordu, hamburger ısmarladık, kadın gittikten sonra etrafımıza bakınca dehşet içinde kaldık. Burası tıpkı filimlerde gördüğümüz kovboyların tabanca ateşiyle duman içinde bıraktıkları barların aynı idi. Biraz daha bakınca karşılıklı ateş açıldığı zaman masamızın iki ateş arasında kalacağını gördük. Arkadaşlarım buradan hemen çıkmak istiyorlardı. Benim de içimden öyle geliyordu, fakat bu korkakca hareketi ağırbaşlılığımıza yakıştıramadım. Böylece, yemeklerimiz gelinceye kadar korkunun verdiği sinir gerginliği içinde bekledik. Ben elim cebimde çekleri sımsıkı tutuyordum. Yemeklerden birer lokma aldık, hesabı ödedik ve hemen dışarı çıktık. Saçma gibi görünen bu korkumuzun kökü; kanunsuzluğun normal sayıldığı Şanghay'da gördüğümüz, yaşadığımız olaylardan geliyordu. Meselâ annem iki defa kaçırılmıştı. Bundan başka Batılılar da Şanghay'da Çinli gangsterlerle ortak idiler. Ayrıca, gangsterliğin Amerikan hayatında kabul edildiği, hatta hürmet gördüğü fikri, yine Amerikan filimleri tarafından, yıllardır dünyanın dört bir tarafına yayılıyordu.
Sayfa 28 - 29 Sümerbank Kültür Yayınları, Doğuş Matbaası - Ankara, 22 Mayıs 1969
Reklam
23 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.