Harbi söyleyeyim, çocukluğumdan beri hiç böyle sarsıntılı ağlamamıştım. Belki hayattaki bütün ağlamalarım bi araya gelse bu kadar hissiyatlı olamazdı. Ağlamak galiba ayıp değildi. Benim için sanki bi ihtiyaçtı, mütiş bi ihtiyaçtı.
Köylerin tadı tuzu kalmamıştı. Köyler yarı yarıya boşalmıştı! Nerde o eski köyler? Nerde o şenlikler, düğünler, dernekler, davullar zurnalar, oyunlar, misafirlikler, ziyafetler?
– Tabii onların her bi işi hiyleli olabilir! Memleketimizde Müslüman çocukları dururken bu Yavudiler ticaret işlerinde nasıl da kuluçkaya yatarlar, annamam!