Öne Çıkan Koçi Bey Risaleleri kitaplarını, öne çıkan Koçi Bey Risaleleri sözleri ve alıntılarını, öne çıkan Koçi Bey Risaleleri yazarlarını, öne çıkan Koçi Bey Risaleleri yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Ve Harem-i Hümâyuna hilâf-ı kānûn Türk be Yörük ve Çingâne ve Yahudi ve bî-dîn be bî-mezheb nice kallâş ü ayyâş şehir oğlanları girer oldu.
Padişah haremine, kanuna aykırı bir şekilde Türk, Yörük, Çingene, Yahudi, dinsiz ve mezhepsiz birçok kalleş ve ayyaş şehir oğlanları girer oldu.
Sultan IV. Murad'a Osmanlı Devlet Teşkilatının işleyişi hakkında tavsiye ve uyarı niteliğinde yazılar kaleme alan Göriceli (Arnavut kökenli) Koçi Bey'in mektuplarından derlenmiş olan bu eseri okurken büyük keyif aldım. Koçi Bey'in, kendi zamanında çok seçkin bürokratik bir kimlik olduğu, mektupların içeriğinde hemen göze çarpıyor; Yeniçeri teşkilatındaki yozlaşmalar, vergilendirme usul ve yöntemlerindeki çelişkiler, toprak ve zıraat örgütlenmelerindeki suistimaller, adalet mekanizmasındaki kokuşmuşluk gibi birçok konuda, dönemin padişahına akılcı çözümlemeler öneriyor.
Koçi Bey'in kimi zamanlar padişahı bizzat eleştirildiği satırlar, Sultan IV. Murad'ın nezdinde hocasının bilgeliğinin itibarını ve saygınlığını ayrıca gözler önüne sermektedir.
Bir sonraki padişah olan Sultan I. İbrahim de her ne kadar Koçi Bey'den tavsiyeler almak istemiş olsa da Koçi Bey'in bu iki kardeş sultan arasında onların potansiyellerine uygun olacak şekilde farklı ile telkin ve tavsiyelerde bulunduğu mektupların içeriğinde açıkça hissedilmektedir.
Osmanlı devlet teşkilatına ilgisi olanların kesinlikle okumasını tavsiye ederim.
Sonuç olarak, yüce saltanatın heybet ve kuvveti asker ile; askerin bekası hazine iledir; hazinenin toplanması reaya sayesindedir; reayanın bekası ise adalet ve doğruluk iledir.
Devşirmeden ibtidâ kızıl aba ile gelen acemiyânı âyîn-i İslâmî ve Türkî lisân öğretmek içün ağaları olan kimesneler ikişer filoriye Türkistan'a füruht ederlerdi. Ve Āsitânede bunlar içün inşâ olunan saraylara korlardı. Dört beş seneden sonra defteriyle olan yerlerden cem' edüb her bir ocağa hâhiş ve meyllerine göre tevzî olunurdu.
Sözün kısası, benim devletli hünkârım, reaya padişahların hazinesidir. Eğer reaya mamur olur ve zulüm olmazsa padişahın hazinesi dolu olur. Bugün reaya bir kuruş versin [diye] emr-i şerif iletseniz, nice yüz bin kuruş olur. Hiç vakit geçirmeden lazım olan şey, reayayı koruyup zalimlere çiğnetmemektir. Baki ferman devletli hünkârımındır.
Sayfa 131 - Sultan IV. Murada Devlet Yönetimindeki Bozukluklar ile Alınması Gereken Tedbirler Hakkında Sunulan Risale, Kabalcı Yayınevi: 315, Birinci Basım İstanbul Mart 2008, Şark Klasikleri Dizisi:12, [ISBN: 975-997-121-6]Kitabı okudu
Koçu Bey Risaleleri, 4. Murat'a sunulan raporlar ve 1. İbrahim'e sunulan raporlardan oluşuyor. Kitap 320 sayfadan oluşuyor. 155 sayfası günümüz Türkçe'siyle yazılmış.44sayfası sözlük ve kaynakça, kalan kısmı Osmanlıca tıpkı basım.
4. Murat'a sunulan raporlarda sosyal ve siyasal düzendeki bozulmaların sebepleri ve çözümleri hakkında Koçi Bey düşüncelerini açıklamış.
Kitabın ikinci bölümünde (1.İbrahim'e sunulan) ise tesbit ve tavsiyelerden çok, devlet sisteminin organlarının tanıtımı, kime karşı nasıl davranmalması gerektiği gibi konularda ders verilmiş. Sanki bir ilkokul öğrencisine ders verir gibi...
Bence kitabın birinci kısmı önemli. Osmanlı'nın çöküş başlangıcının sebepleri (Kanuni Sultan Süleyman'dan başlayarak) anlatılmış. Aslında günümüze baktığımızda da benzer olayları gözlemliyoruz.
Demek ki, tarihten ders almıyoruz.
Velhasıl şimdiki halde reaya fukarasına yapılan zulüm ve saldırganlık hiçbir tarihte, hiçbir iklimde ve hiçbir padişahın memleketinde olmamıştır. İslam topraklarindan bir memlekette bir kimseye zerre kadar zulüm yapılsa ceza gününde [kıyamet gününde] hükümdarlardan sorulur, vükeladan [vekillerden] sorulmaz. [Ben] onlara sipariş ettim demek, âlemlerin Rabbinin huzurunda cevap olmaz. Zulüm görenlerin ahı hanedanları harap eder. Dertlilerin gözyaşları dünyayı sulara boğup yok eder. “Küfür ile dünya durur, zulüm ile durmaz.” Adalet, ömrün uzunluğuna sebeptir ve fukara ahvalinin düzeni padişahların cennetlik olmasının sebebidir. Bu dediğim sözler benim [sözlerim] değildir; ulemanın ve şeyhlerin sözleridir. İnanılmazsa onlara sorula. Ahval böyledir.
Baki emir ve ferman, saadetli sultanım hazretlerinindir.
Sayfa 63 - Sultan IV. Murada Devlet Yönetimindeki Bozukluklar ile Alınması Gereken Tedbirler Hakkında Sunulan Risale, Kabalcı Yayınevi: 315, Birinci Basım İstanbul Mart 2008, Şark Klasikleri Dizisi:12, [ISBN: 975-997-121-6]Kitabı okudu
Devlet adamlarında ve askerde gümüş at koşum takımları, süs ve gösteriş yoktu. Her birinin gözünü diktiği şey iyi at, keskin kılıç, cebe ve zırh, süngü ve yay idi.
Zulüm görenlerin ahı hanedanları harap eder. Dertlilerin gözyaşları dünyayı sulara boğup yok eder. "Küfür ile dünya durur, zulüm ile durmaz." Adalet, ömrün uzunluğuna sebeptir...
Beylerbeyilerinde, sancakbeylerinde, vezirlerin ağalarında, müteferrika, çavuş ve kâtipler zümresinde, dilsiz ve cüce taifesinde, padişah nedimlerinde ve bölük halkının ileri gelenlerinde nice timar ve zeametler olup, kimi hizmetkârları üzerine, kimi azatsız kulları üzerine berat¹ çıkarmışlardır. Buralar adamlarının adına olur, ürününü kendileri yerler. İçlerinde öyleleri vardır ki, yirmi, otuz, belki kırk elli kadar zeamet ve timarı bu yoldan alıp ürününü kendileri yerler, sefer-i hümayun olduğunda, sırf yoklamada mevcut olsun diye [adamlarına] iki bin akçe harçlık verip, cebe ve cevşen (zırh) yerine aba ve kebe² giydirip, birer semerli beygir ile sefere gönderirler, kendileri evlerinde zevk ve sefa, seyir ve sohbette olurlar. Âlem harap olsa umurlarinda değildir ve Allah esirgesin dünyayı düşman alsa, sefer nedir bilmezler. Bey gibi geçinirler, ama din ve devlete dair kaygılar asla hatırlarına gelmez.
¹Berat: Osmanlı devletinde herhangi bir görev veya hizmete atama ya da maaş tahsis edilmesi, unvan veya nişan verilmesi dolayısıyla padişah tuğrasıyla birlikte yazılan fermanlar.
²Aba: Dervişlerin, aşağı tabakadaki ilmiye mensuplarının ve medrese talebelerinin giydiği palto türünden bir giysi.
Kebe: Çoğunlukla çobanların giydiği kalın keçe giysi.
Sayfa 52 - Sultan IV. Murada Devlet Yönetimindeki Bozukluklar ile Alınması Gereken Tedbirler Hakkında Sunulan Risale, Kabalcı Yayınevi: 315, Birinci Basım İstanbul Mart 2008, Şark Klasikleri Dizisi:12, [ISBN: 975-997-121-6]Kitabı okudu