Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Koleksiyoncu

John Fowles

Düşük Puanlı Koleksiyoncu Yorumları ve İncelemeleri

Düşük Puanlı Koleksiyoncu sözleri ve alıntılarını, düşük puanlı Koleksiyoncu kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.

Puan

8.110 üzerinden
2.910 Kişi · 541 İnceleme
304 syf.
2/10 puan verdi
·
36 günde okudu
Eh
Kitabın ilk bölümü adamın ağzından anlatılıyordu, güzeldi. İkinci bölümde kadının ağzından anlatılmaya başlandı ama iki sorun vardı. Birincisi zaten okuduğumuz şeyleri ikinci kez okumamızdı ve adamın bakış açısından okuduğumuzdan farklı hiçbir şey katmıyordu. Birinci bölümde adam bir şey yapıyor mesela kadının sinirlendiğinden bahsediyor. İkinci bölümde de adamın yaptığı şeye kadının sinirlendiği yazıyor. E zaten biliyoruz bunu. Neyse. İkinci bir problem ise kitabın ana konusundan bağımsız, hiçbir amaca hizmet etmediğini düşündüğüm G.P. adındaki birinden bahsediyor kadın. Bahset bahset bitmiyor ama. Çok fazla sıkıldım. Çok fazla sıkıldım. Kitabın son 3 cümlesi sanki alelade bir şey olmuş gibi. Adam tam bir sosyopat. Bir tık rahatsız etti. Rahatsız etmesini sevdim.
Koleksiyoncu
KoleksiyoncuJohn Fowles · Ayrıntı Yayınları · 20208,3bin okunma
303 syf.
3/10 puan verdi
·
Beğendi
·
8 günde okudu
Hasta adamlardan biri daha...
Miranda daha 20 yaşında olmasına rağmen bana 50 yaş olgunluğunda ve aklına sahip gibi geldi . ( Pek gerçekçi gelmedi günlüklerinden) Bunun yanı sıra Caliban ın hasta kız ve Dr. arasında gidip gelmesi daha başarılı ve beni gerçekten gerdi. Ve son satırlarda yazılanlar (başka bir kurban için) gerçekten de heyecanlandırdı ve Caliban dan hem nefret etmeme hem de Miranda gibi ona acımama neden oldu.
Koleksiyoncu
KoleksiyoncuJohn Fowles · Ayrıntı Yayınları · 20208,3bin okunma
Reklam
304 syf.
4/10 puan verdi
"Özgürlük" hakkında ne kadar çok yazıldı çizildi. Oysa onun gerçek değerini sadece esir olan bilir. • Aşık olduğu kadını kaçırıp hapseden bir kelebek koleksiyoncusu ve oradan kurtulmaya çalışan kadının hikayesi gibi görünüyor kitap. Fakat anlatılan "teslim olma" ve "iktidar" kavramlarının bir temsili diyebiliriz. • Kitabı hem kadının, hem de adamın bakış açısı ile okuyoruz. Bu tarz da okuduğum ilk eser ve çok etkileyici buldum. Kitaptaki ana karakterlerin ikisiyle de empati kurabiliyoruz böylece. • Kurgu ve konusunu beğendiğim bir kitap oldu. Tek sıkıntı fazla uzatılmış. Edebi dili iyi olsa bu sorun olmaz tabi ki ama yalın, düz yazılan kitaplarda bu durum işkenceye dönüşüyor okurken. Son sayfaları atlayarak okumak zorunda kaldım. Ama yine de etkileyici bir konusu ve kurgusu var. • Kitap: 6 Çeviri: 8 Kapak: 9
Koleksiyoncu
KoleksiyoncuJohn Fowles · Ayrıntı Yayınları · 20208,3bin okunma
304 syf.
4/10 puan verdi
·
7 günde okudu
Psikolojik roman olması ilgimi çekti fakat beklediğim gibi değildi. Beğenmedim. Miranda, Caliban (Ferdinand) Platonik aşığın hayaller kurmasıyla başlıyor her şey. Hayallerini gerçekleştirmek için parasının ve zamanının olduğunu düşünüp harekete geçiyor. Gel gelelim gerçleştirmek istediği hayallere... Miranda'ya aşık oluyor ve onun da kendisine aşık olmasını istiyor. Zor kullanarak kızı kaçırıp tutsak ediyor. Zamanla kendisini seveceğini düşünüyor be kurduğu hayalleri yaşamaya başlıyor fakat işler tersine dönüyor. Miranda hastalanıp ölüyor.
Koleksiyoncu
KoleksiyoncuJohn Fowles · Ayrıntı Yayınları · 20208,3bin okunma
304 syf.
5/10 puan verdi
·
3 günde okudu
Koleksiyoncu
Koleksiyoncu
John Fowles
John Fowles
Dil zorlamıyor, kolay okunan bir roman. Üzerinde durduğu konu, son kırk, elli yıldır sinemanın da çok işlediği konulardan biri olması sebebiyle belki cazip gelmeyebilir. Benim için de biraz öyle oldu diyebilirim. Fakat ilk yazıldığı devir için daha çarpıcı olmuştur diye düşünüyorum. Konunun işlenişi özellikle Miranda’nın çelişkisi ve dirayeti ise romanı daha güçlü yapan yanı. Son bölümün dönemi için sürpriz sonu ise günümüz okuru için sürpriz olmayacağı kanısındayım. Şimdiden iyi okumalar.
Koleksiyoncu
KoleksiyoncuJohn Fowles · Ayrıntı Yayınları · 20208,3bin okunma
304 syf.
5/10 puan verdi
·
6 günde okudu
Bir ruh hastasının sıkıcı masalı !
Bu kitabın yorumları beni kitaptan daha çok şaşırttı :) Çok başarılı psikolojik gerilim romanı? Şahane? Sarsıcı? Etkileyici? Nefis? :) Zamanında kargonun bedava olması için sepete attığım, alırken çokta üstüne kafa yormadığım (hata benim) "VASATLIĞI" ile beni epey kızdıran. Bitirebilmek için araya başka bir kitap almak zorunda kaldığım. Başladığım herhangi bir şeyi yarım bırakma huyum olmadığından mütevellit, bitirmek zorunda olduğum bir roman oldu... Teması da şu şekilde; kitabın ilk bölümü Frederick'in ağzından anlatılıyor. İkinci bölümde Miranda'nın sorun şu ki... Kitap kendini tekrar ediyor! Frederick'in ağzından okuduğunuzun, hemen hemen aynı sürümünü Miranda'nın ağzından okuyorsunuz. Günlük tarzında yazılmış gibi ama roman türüne ait olabilmek için, araya bir kaç diyalog serpiştirilmiş! O meşhur dirsekten tuz dökme hareketi ile Nusret misali :) Ayrıca kitabın ana konusundan bağımsız, Miranda'nın G.P. adındaki ressamdan aşırıya kaçacak derecede bahsetmesi gerçekten ikrah getirdi! Çok fazla sıkıldım bir ara uyumuşum hatta :) Şunun da altını çizmek isterim, illa ki benim de beğendiğim yerler oldu. Alıntı yaptığım kısımlar, finale yaklaştığımız zaman ufak çaplı bir heyecan dalgası... Ama en azından ters bir köşe? yaratıcı bir son? Bu da olmayınca tamamen gözümden düştü. Sonuç olarak; kendi döneminde büyük yankı uyandırmış olabilir ama bana verdiği hissiyat tamamıyla vakit kaybıydı... Kitapla kalın...
Koleksiyoncu
KoleksiyoncuJohn Fowles · Ayrıntı Yayınları · 20208,3bin okunma
Reklam
304 syf.
5/10 puan verdi
·
10 günde okudu
Akıcı bir kitap.konusu çok basit ama yaratıcı.kitabın konusunu iki kişi kendince anlatıyor.okunmasa da kaybedilecek bir tarafı yok bence.güncel bir konusu vardı.saplantılı insancıklara örnek teşkil ediyor
Koleksiyoncu
KoleksiyoncuJohn Fowles · Ayrıntı Yayınları · 20208,3bin okunma
304 syf.
5/10 puan verdi
Koleksiyoncu, takıntılı bir hasta ruh. Kendini başından geçen ürkütücü maceralar boyunca "aşık" olduğunu zanneden ama yalnızca fazlasıyla psikolojik sorunlara sahip bir genç oğlan. Ayrıca fazlasıyla cesur birisi. Neye karşı peki? Aşık olduğunu düşündüğü güzeller güzeli olarak tasvir edilen ve şans eseri ikamet ettiği yerleşim yerinde karşılaştığı genç bir resim öğrencisine ve kelebeklere karşı. Kendisi bir kelebek koleksiyoncusu. Kitabın ilerleyen bölümlerinde aşık olduğunu zannettiği kızın kaderi de diğer kapana kısılmış kelebeklerle aynı ilerliyor ve takıntılı kelebek koleksiyoncusu böylece ömrünün geri kalanında kelebeklerden daha farklı bir koleksiyona sahip olmak istediğine karar veriyor. Sonrası ise tam bir trajedi. Psikolojik gerilim romanlarının meraklısıysanız bu roman tam size göre olabilir. Ancak roman boyunca gelişen olayları iki kez okumak durumunda kalacağınızı uyarmak isterim. İlki takıntılı kelebek koleksiyoncusunun gözünden. Diğeri de mağdur resim öğrencisinin günlüğünden. Kararı okumaya değer bulanlara keyifli okumalar diliyorum.
Koleksiyoncu
KoleksiyoncuJohn Fowles · Ayrıntı Yayınları · 20208,3bin okunma
304 syf.
6/10 puan verdi
·
6 günde okudu
Ah o final :(
👁 Okuması keyifli, akıcı bir roman. Ama iki karakterin gözünden aynı olayları tekrar okuduğumuz bölümlerde en azından daha derinlikli analizler beklerdim. Bazen aynı olayı olduğu gibi tekrar etti yazar. Oysaki o kısımlarda “karakterlerin aynı olaya bakış açısı” okuru daha da sarsacak şekilde ele alınabilirdi. İkili ilişkiler, kültür farkı vb.
Koleksiyoncu
KoleksiyoncuJohn Fowles · Ayrıntı Yayınları · 20208,3bin okunma
304 syf.
6/10 puan verdi
·
50 günde okudu
Kitabın durağanlığı ve yüzeyselliği pek hoşuma gitmedi. Kitaptaki iki karakterin bakış açısından olaylara bakmak güzel olduysa da özellikle Caliban karakterinin bana çok geçmediğini hissettim. Miranda'nın hislerini anlayabilmek nispeten daha kolaydı. İlerleyişi ve sonu tahmin edilebilir geldi. Ancak yine de kötü bir kitap diyemem. Durağan olduğunu dile getirsem de yer yer akıcılaştığı su götürmez. Tavsiye eder miyim, orası meçhul.
Koleksiyoncu
KoleksiyoncuJohn Fowles · Ayrıntı Yayınları · 20208,3bin okunma
Reklam
304 syf.
6/10 puan verdi
·
25 saatte okudu
Narin kalpler okumasın
Öncelikle bu kitabı okuma nedenim birçok kadının yaşadığı takipçi sapık konusunu işlemesiydi. Çocukluğu sorunlu geçmiş bir adam bir çocuğa (genç kadını ilk gördüğünde çocuktu) takıntılı olmasını ve devamında gelişen olaylar silsilesini anlatıyor. Dünyada birçok kötülük var ama bir insanın alıkoyulması psikolojik ve fiziksel zarar görmesi en kötülerden biri. Bay Kaçık dış görünüşünü beğendiği bir bedene, aslında genç kadında olmayan özellikleri ona yüklüyor ve yüceltiyor. Bir bakıma takıntılı olduğu kişi gerçekte yok. Olayların onun gözünden anlatıldığı kısımlarda kendisini mağdur görüyor. Yaptıklarının ne kadar iğrenç olduğunu asla kabul etmiyor. Aslında istediği sevgi değil o kadını tıpkı bir kelebek gibi koleksiyonuna katmak istemesi. Birçok insan aksini söylese de gerçek sevgide asla bencilliğe yer yoktur. Kitabın en beğendiğim yanı yazar, kadına ait o çaresizliği okurlarına yansıtabilmiş. Sevmediğim yanı tıpkı bu kitaptaki gibi birçok erkek yazarın Bay Kaçık gibi ruh hastası karakterlerin iğrençliklerini gölgeleyerek onları romatik birer gariban olarak okurlara lanse etmeleri. Böyle yaparak mağdur ve failin rollerini değiştirmeye çalışıyorlar. Kadınların haklı davasına zarar veriyorlar. Bazılarınız bu konuyu abarttığımı düşünebilir ancak başınıza gelmediği sürece (umarım gelmez) anlamanız mümkün değil. Ama en azından insan olarak empati yapmayı deneyebilirsiniz. Özetle bazen sıkıcı yerlere rastlasanızda okuyabilirsiniz.
Koleksiyoncu
KoleksiyoncuJohn Fowles · Ayrıntı Yayınları · 20208,3bin okunma
304 syf.
6/10 puan verdi
·
Beğendi
·
25 saatte okudu
Aslinda bakarsak Wattpad de ergen kızlarımızın yazdığı yüzlerce hikayeden birini konu alıyor. Farkı bunu iyi yapması.Sanat eseri bize ne kadar ters gelirse ,tüketirken(okurken izlerken dinler bakarken) ne kadar rahats İz hissettirirse o kadar iyidir aslında. Bu kitapta bize empati yoksunu sapik bir ruh hastasının beyninin içini "vaadediyor". Fakat bu vaadi gerçekleştirmekten oldukça uzak.Bence Fred karakteri Faulkneri'in Ses ve Öfke kitabında işlediği engelli karakter gibi yazılsaydı çok daha güzel olurdu Güzel tarafı aynı olayları hem takıntılı empati yoksunu Fred hem de Miranda tarafından anlatılıyor olması ve aslında Miranda'nin da başka bir karaktere takıntılı oldugunu gormemiz.Ayrica Stockholm sendromunu güzel açıklamış denebilir.İnsan olarak hem en güçlü hem de en zayıf yönümüz olayları rasyonelize edebilmemiz.Ve maalesef insan en güç duruma bile alişabiliyor...
Koleksiyoncu
KoleksiyoncuJohn Fowles · Ayrıntı Yayınları · 20208,3bin okunma
304 syf.
6/10 puan verdi
·
3 günde okudu
Koleksiyoncu, ingiliz edebiyatının önde gelen yazarlarından John Fowles'un, birçok yayinevinden geri çevrilme talihsizliğini yaşayan; yayımlandığında kendisine bugünkü ününü getiren ilk romanı. İçine kapanık asosyal bir kelebek koleksiyoncusuyla onun ilgi duyduğu resim ögrencisi Miranda arasındaki "zoraki” ilişkinin romanıdır. Ahlaki
Koleksiyoncu
KoleksiyoncuJohn Fowles · Ayrıntı Yayınları · 20208,3bin okunma
304 syf.
6/10 puan verdi
·
7 günde okudu
Kitabı sonunda bitirebildiğime seviniyorum. Mental açıdan beni çok yordu açıkcası. Sanki o mahzende ben de kitliymişim de hafiften sıyırmaya başlıyormuşum gibi hissettim. Çok sürükleyiciydi, ilk başta bende merak da uyandırdı ama 1. bölümün sonlarına doğru sıkılmaya başladım. Miranda'nın günlüklerinin olduğu kısım olmasaydı yarım bırakacaktım. O delikten sonunda kurtulabilecek mi diye çok merak ettim. Frederick gibi psikopat manyakların aramızda olduğunu bilmek çok ürkütücü açıkcası. *******SPOILER******** Kitap ismiyle çok uyumlu gerçekten, "Koleksiyoncu". Tek bildiği yaşayan güzel şeyleri öldürüp biriktirmek olan hasta bir koleksiyoncu Frederick, Ferdinant veya Caliban. En çok üzüldüğüm şey Miranda'nın yaşamak için çırpınması ama sonunun kader ortağım dediği kelebekler gibi olması... Ama en azından mahsende ölmediği için sevindim. Gerçekten Caliban'ın yaptığı sevmek değil biriktirmek. Miranda belki de ilk kurbanıydı, koleksiyonun en nadide parçası, ama son olmayacağı kesin maalesef. En sonunda Caliban'ın yakalanmasını ve akıl hastanesine yatırılmasını çok istiyordum. Belki tedavi edilebirdi en azından kimseye zararı olmazdı.-Miranda'nın son isteğini bile yerine getirmedi!- Bir de Miranda'nın G.P.'ye ve ailesine kavuşmasını çok istemiştim. Sürükleyici ve kesinlikle çarpıcıydı. Ne dediğimi/diyeceğimi gerçekten bilemiyorum, çok karışık anlatım farkındayım. Az önce bitirdim ve duygularım çok yoğun. Ama yazarın diğer kitaplarını da okuyacağım mutlaka
Koleksiyoncu
KoleksiyoncuJohn Fowles · Ayrıntı Yayınları · 20208,3bin okunma
304 syf.
6/10 puan verdi
·
3 günde okudu
Her insan kendisi için bir giz olmalıdır.
İlginç olduğunu kabul etmekle birlikte beni çokta etkileyen bir kitap olmadı açıkcası, psikolojik gerilimi az da olsa yaşıyor insan başından sonuna kadar kitabı anlamlandırmaya bir amaca bağlamaya çalışarak belki de ben yanlış bir yol izledim (belki de amacı olmayan bir adamın karşı tarafı düşünmeksizin kendine bir amaç edinme çabası da diyebiliriz ki kitabın sonu bunu destekliyor) , yorumcuların aksine ben her iki taraftada aşkın esamesini göremedim, biri hayranlık diğeri saplantı ortak noktaları ise gerçek manada ulaşılamamazlıkmış gibiydi en azından benim yorumum bu yönde, dediğim gibi beni tatmin eden bir kitap olmadı, yoruma oldukça açık çok severek okuyacaklar da muhakkak olacaktır :) sosyal sınıf farklılıklarını işleyişi oldukça iyiydi, bir taraf aşağıda olduğunu diğeri ise hem karşı tarafın aşağıda hemde kendinin her bakımdan üstün olduğunu bariz bir şekilde kabullenmişti şartlar, olanaklar, maddi manevi güç durumu ne olursa olsun bu dikteyi değiştiremiyordu, bu ilginç tarafınada değinmeden edemedim.
Koleksiyoncu
KoleksiyoncuJohn Fowles · Ayrıntı Yayınları · 20208,3bin okunma
326 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.