Komonist Masasındaki Nazım Hikmet

Tolga Şardan

Komonist Masasındaki Nazım Hikmet Sözleri ve Alıntıları

Komonist Masasındaki Nazım Hikmet sözleri ve alıntılarını, Komonist Masasındaki Nazım Hikmet kitap alıntılarını, Komonist Masasındaki Nazım Hikmet en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Kendisini takiple görevli polisleri atlatarak yurtdışına çıkması Ankara’da krize neden oldu. Gerek İçişleri Bakanlığı, gerekse Emniyet Müdürlüğü, DP iktidarının “özel hassasiyet” gösterdiği Nâzım Hikmet’in izinin bulunması için çalışmalarını yürütüyordu. İçişleri Bakanlığı, Nâzım Hikmet’in kayıplara karışmasından üç gün sonra Ankara Valiliği’ne özel bir yazı gönderdi. 20 Haziran 1951 tarihini taşıyan “çok acele” ve “zata mahsus” yazıda Nâzım Hikmet’in Ankara’da bulunup bulunmadığının araştırılması isteniyordu. Ankara’ya gelen iki yazı ile aynı gün “imza karşılığında” teslim edilen talimat şu şekildeydi: "T.C. Ankara Vilâyeti Emniyet Müdürlüğü Ş : 1 6206 Birinci Şube Nöbetçi Komiserliğine Tanınmış Komünist Nazım Hikmet’in İstanbul’da oturmakta iken izini gaip ettiği anlaşılmış ve Ankara’ya geldiği haber alınmıştır. Askerlikçe ilişiği bulunup İstanbul Askerlik Şubesince aranılan adıgeçenin, bir fotoğrafisi ilişiktedir. Bu fotoğrafın bütün şube âmir ve memurlarına gösterilip teşhis ettirilmesini ve gittikleri, gezdikleri yerlerde etrafı tetkik ederek adı geçeni gördükleri takdirde gözden gaip etmeden en yakın bir mahalden telefonla şubeye haber vermeleri lüzumunun kendilerine imza karşılığı tebliğini rica ederim. 21/6/951 Şube 1. Müdürü M. Bozkır"
Nâzım Hikmet 16 Şubat 1940 günü getirildiği Çankırı Cezaevi’nde eski dost Kemal Tahir’le karşılaştı. Daha sonra gönderildiği Bursa Cezaevi’nde ise koğuş arkadaşı, yıllar sonra Orhan Kemal adını alacak Adanalı Raşit Kemali idi. Nâzım Hikmet’in eski koğuş arkadaşı Kemal Tahir’e yazdığı mektuplardan biri, Bursa Valiliği tarafından elde edilerek, Ankara Valiliği ile Dahiliye Vekâleti’ne gönderildi. Resmi yazıda, “mahkûmların farklı cezaevlerinde kalan arkadaşlarıyla rahatça mektuplaştıkları ve kolaylık gördükleri” yaşam şeklini sağlayan yönetim uygulamasından rahatsızlık aktarılıyor ve gereğinin yapılması talep ediliyordu. Vali Güleç’in imzasını taşıyan, içeriği ve gizliliği nedeniyle üzerinde “çift hilal” damgası bulunan yazı şöyle:
Reklam
Mart 1938’de başlayıp sonuçlanan bu davada Nâzım Hikmet, 15 yıl hapis cezası aldı. Mayıs 1938’de Askeri Yargıtay cezayı onadı. Cezaevine konulduktan sonra Haziran 1938’de, bir önceki yıl beraat ettiği gizli örgüt kurma davasının Yargıtay’dan bozulmasıyla, İstanbul’da yeniden yargılanmaya başladı. Ağustos sonunda biten bu Donanma Davası’nda, Nâzım Hikmet 20 yıl hapis aldı. İndirimle 13 yıl 4 ay yatacaktı. Hakkındaki toplam hapis cezaları 28 yıl 4 ay olmuştu…
Nâzım Hikmet’in “orduyu isyana teşvik” iddiasıyla yargılandığı dosyada Ömer Deniz adındaki Harp Okulu öğrencisi ihtilal hazırlığı ile suçlanmıştı. 17 Ocak 1938 gecesi kuzeni Celalettin Ezine’nin evinde gözaltına alınıp tutuklanan Nâzım Hikmet, daha sonra yargılama için Ankara’ya götürülmüştü. İşte bu süreçte devlet; Nâzım Hikmet ve dosyadaki sanıklara hapis cezaları vermiş, ancak henüz bazı soruların yanıtları bulunamamıştı. Bu soruların başında ise Nâzım Hikmet’in, Harp Okulu öğrencisi Ömer Deniz’le bağlantısı geliyordu. Yargılama sürecinde konuşan sanık Deniz, Nâzım Hikmet’in kendisine, “Temasımızdan şüphe ederler, bu şüpheyi uyandırmayalım. Ben seni istediğim zaman bulurum” dediğini iddia etmişti. Nâzım Hikmet, yargılamada bu bağlantının olmadığını açıklamaya çalıştı, fakat Ömer Deniz’in soruşturma sırasında Nâzım Hikmet’le ilişkisini anlatırken kurduğu cümle, devletin alarma geçmesine neden oldu: "Ankara Valiliğine Harp okulunda yakalanan talebe Ömer Deniz’in Nazım Hikmet’le teması hakkındaki itirafı sırasında Nazım Hikmet’in kendisine (Temasımızdan şüphe ederler, bu şüpheyi uyandırmayalım. Ben seni istediğim zaman bulurum) demek suretile Ankara’da bu gibi temasları yapabilecek elemanlara malik olduğunu ihsas ettiği anlaşılmıştır. Hadisenin meydana çıkması böyle bir temasa mani olduğundan bu elemanların kimler olduğu tesbit edilememiştir. Bu hususta önemle inceleme yaptırılarak Nazım Hikmet’e tavassut edecek elemanların kimler olduğunun tesbitini ve sonunun bildirilmesini rica ederim. Ankara ve İstanbul Valiliklerine yazılmıştır. Dahiliye Vekili"
1936’nın son günlerinde Nâzım Hikmet’e yönelik “gizli örgüt” soruşturması, şairin eserlerinin yasaklanmasını da beraberinde getirdi. Kitapları toplatıldı ama yetmedi. 1928’de yazdığı iki şiirini okunduğu plak için Bakanlık, 6 Aralık 1938 tarihinde toplatma kararı aldı. Bunun üzerine ülke düzeyinde aramalar başladı. Ankara’da yapılan aramalar sonrası polislerin hazırladığı bir tutanak, Nâzım Hikmet’in dosyasına girdi: "K. II. Amirliğine Dahileye vekaletininilişik 6/12/938 tarih ve 61657 sayılı yazısın,da bildirile ve 931 senesi Komonist Nazım Hikmet,in (835 Sater ve Bahrı Hazer ve Salkım Söğüt) adle Pilak ve şiirler hakkın,da yapılan tahkikatta Ankara,da mevcut Kütüphanelerde ve pilak mağazaların,da bu eserler aranmışsa,da bulunamamıştır. her ne kadar mezkür pilaklardan birkaç sene evvel Ankara,da Şamlı Selimin dükkanında bulunmuş isede mal sahibi tarfından muzur olduğu nu anlayarak tek,rar İstanbuldaki Kolombiya şubesine iade ettiği anlaşılmış ter arzederim. 13/12/938 KOMSER"
Ankara’da temaslarına başlayan Nâzım Hikmet, peşindeki sivil polisler eşliğinde farklı kişilerle bir araya geliyordu. Kimi zaman Başbakanlığa, kimi zaman Matbuat Umum Müdürlüğü’ne, kimi zaman da Meclis’e gidiyordu. Hep dışarıda olan Nâzım Hikmet’in takibi kolay olmuyordu. Bu yüzden izlemede görevli polisler hep değişiyordu. Bu değişiklikler de resmi tutanağa bağlanıp Şube 1’deki Komünist Masası Amirliği’ne bildiriliyordu. İşte, şairi takip eden polislerin kendi aralarında görev devir teslimi yaptıklarına ilişkin 82 yıllık belge: "Tarassut M. 28.5.937 (Tarassut Masası) 3 sayılı ali ulvi’nın tarassutundaki iken 130 sayılı İbrahim e verilen Komünist Nazım Hikmet’in halen Istanbul otelinde ikamet ettiğini arzederim. 29/5/937 T.H.M."
Reklam
37 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.