MÖ 551 yılında Çin'de dünyaya gelen Zhong Ni Qui, bizim tanıdığımız adıyla Konfüçyüs, tarihin en önemli filozoflarındandır. Felsefeyle hiiç alakam olmaz diyenlerin bile duyduğu bir isimdir. Zekası, erdemi, esprili cevaplarıyla (tabi kendi çağına özgü espri anlayışı) asırlar sonra bile okunmaya değerdir.
Bu kitapta Konfüçyüs'ün etrafındaki insanlarla girdiği kısa diyaloglar maddeler halinde yazılmış. Daha önceden de bazı sözlerini okumuştum. Sözlerinde hep bir semavi ışık olduğunu düşünüyordum ki kitapla bu düşüncem pekişti diyebilirim. Yani tarihte ismini duyduğumuz ama hakkında kesin peygamber olduğu bilgisi olmayan insanlar var. Bunlardan biri de bana göre Konfüçyüs'tür. Bu kitapta Göğün emrine göre yaşadığını söyleyen düşünür, yine bazı sözlerinde bizim inanışımızla benzeşen hatta birebir aynı olan fikirleri savunmuştur. Elbette aradan geçen asırla pek çok değişime uğramıştır. Kaldı ki Tevrat ve İncil bile ona göre yakın tarih sayılırken bu kadar çok değişmiştir. Merak etmeyin bu iddiamla kafanızı şişirmeyeceğim.
Kitapta çokça bahsedilen üst insan kavramı, Seneca'daki bilge kavramı gibi kamil insanı çağrıştırdı bana. O kısımları hep böyle okudum.