Yazarın kitabının adını çoğu kez duymuş olsam da düşüncelerime böylesine zıt bir kitapla karşılaşacağımı hiç düşünmemiştim.
Gerek annesi, babası ve amcası arasındaki ilişki, gerek karısının ona , onun karısına karşı davranışları, ölü siyah entarili kıza yapmış olduğu şeyleri okudukça " sen nasıl bir kafadasın" dedim sayısız kez yazara.
Açıkçası üzerimde etki bırakacak bir konuya rastlamadım. Kafasının içindeki var olan karakterlerin hiçbirini tekrar incelemeye alacak bir etki bulamadım.
Hem manevi, hem dış dünya ile alakasını kesmiş , üstüne dış dünyadaki insanları birer ayak takımı gören, inançlı insanlara ise şehvetten var olmuş tanrılara inanan, aşağılık uydurma kitaplara tabi olan, başka kişiler tarafından yönetme çabalarına ek olarak saf insanlari yola getirmek veya kandırmak için var edildiğini sayısız kere dile getiren adama kendi seçimi için birşey diyemem ama bu eleştirileri tamimiyle sığ ve yobazca buluyorum.
Üstelik kitabın son kısımlarında kendini iç dünyasına tanrı olarak ilan etmesi de ayrı bir konu.
Açıkçası kitapta ki adam, kendini dört duvar arasına kapatmış , saplantılı ve olağandışı şekilde kendi düşünceleri arasında boğulan , uyuşturucu ve içkinin dostu olmuş ,onları zamandan bir kurtarıcı olarak gören, pedofili bir karakteri içinde barındıran , içten bir şekilde şiddete hatta caniliğe eğimli bir yapıya sahip.
Kitaptaki olaylara ve gidişata karşı ben uzaktan bir izleyici gibi katıldım. :/
Eminim kitap herkeste farklı bir etki bırakmıştır.
