Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Köy Enstitüleri Sistemi ve Çağdaş Eğitim

Galip Candoğan

Köy Enstitüleri Sistemi ve Çağdaş Eğitim Gönderileri

Köy Enstitüleri Sistemi ve Çağdaş Eğitim kitaplarını, Köy Enstitüleri Sistemi ve Çağdaş Eğitim sözleri ve alıntılarını, Köy Enstitüleri Sistemi ve Çağdaş Eğitim yazarlarını, Köy Enstitüleri Sistemi ve Çağdaş Eğitim yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
144 syf.
10/10 puan verdi
Tonguç, hepimizi açık dille uyarıyordu; "Aydınlardan, kendi çocuğunun cahil bırakılmasına razı olan bir kişi çıkar mı? Milletin çocukları okumaya gelince, niçin aynı heyecanı ve titizliği göstermiyoruz?" derdi. (Melih Cevdet ANDAY) Köy Enstitüleri gayriresmi olarak 1946'da Demokrat Parti'nin kurulması ile resmi olarak da 1954
Köy Enstitüleri Sistemi ve Çağdaş Eğitim
Köy Enstitüleri Sistemi ve Çağdaş EğitimGalip Candoğan · Dikili Belediyesi Kültür Yayınları · 19932 okunma
Reklam
Melih Cevdet Anday
Tonguç, hepimizi açık dille uyarıyordu; "Aydınlardan, kendi çocuğunun cahil bırakılmasına razı olan bir kişi çıkar mı? Milletin çocukları okumaya gelince, niçin aynı heyecanı ve titizliği göstermiyoruz?" derdi.
Sayfa 134
Türkiye'nin içinde bulduğu eğitim çıkmazı Tonguç'un cesaretini arttırır. Türkiye'nin ekonomik, toplumsal, tarihsel özellikleri konusunda inceleme ve araştırmaların az oluşu, bu yolda yürümeyi zorlaştırır. Hatta zaman zaman bunu kendi olanaklarıyla yapmak zorunda kalır. Canlandırılacak Köy kitabında 61 il, 305 ilçe ve 9.150 köyü gördükten sonra bu kitabı yazmıştır. 4.210 kişiden yazılı cevap almış, ayrıca 456 vesika incelemiş, 112 kitap gözden geçirmiştir.
Sayfa 130
Hasan Ali Yücel
Düşman eline geçmiş yurdundan göçtüğü anavatanda hayatının yarım asrında yaptığı tek iş; okumak, okutmak ve okuyup okutacakları yetiştirmek olmuştu. Saffet Arıkan'ın anlayışından istifade ederek giriştiği "eğitmen yetiştirme denemesiyle benim Bakanlığımda ilköğretim meselesini toptan çözmek için düşündüklerimizi gerçekleştirmede onun gösterdiği özveri, gayret, işlerin arkasını yılmadan kovalama, kim ne şekilde taşlarsa taşlasın, Tonguç'u Milli Eğitim Bakanları unutup gidecekler, fakat Tonguç kalacaktır.
Sayfa 128
Rauf İnan
Devrimi halk yığınlarına ulaştıracak, gerçekleştirecek, ulusu sömürü güçlerinin elinden ve etkisinden kurtaracak en etkili kütle öğretmenlerdir. Bunun için, köy enstitülerinden yetişenler duygusuz, seviyesiz ve kişiliksiz siyasilerden gördükleri bütün baskılara, haksızlıklara ve kara çalmalara karşı direndiler, içlerinden bir tek başarısız insan çıkmadı. Aksine 10 yıl gibi kısa süreli bu çalışmalardan çok başarılı insanlar yetiştirdi, banatçılar, yazarlar, eğitimciler, sağlıkçılar, hukukçular, vali, polis, milli eğitim yöneticileri, bakan vb. yetkililer ve bol bol yöneticiler çıktı aralarından
Sayfa 125
Reklam
- Öğrenciler arasında kitap tanıtma konusunda çıkan tartışmalar üzerine Yüksek Köy Enstitüsü'ne gelen Tonguç, öğrencileri dinledikten sonra "bu kitap komünist kitabıdır" diye çamur atan öğrenciye: -"Yavaş ol bakalım! Biz buraya bir bilim yuvası, yüksek okul olarak açtık; sizin gibi dipsiz temelsiz, birbirini dinlemeyen her yeniliğe karşı çıkan Yeniçeri Ocağını II. Mahmut, medreseleri de Atatürk ortadan kaldırdı." Bekir Semerci: (Yüksek Köy Enstitüsü Öğrencisi) (1) "Türkiye'de İleri Atılımlar ve Köy Enstitüleri s. 187"
Sayfa 109
Pakize Türkoğlu; Bir bakıma biz, "sahipli gençliktik"
"Yöneticiler bizi yönetmekten çok, kendimizi ve okulu yönetmemize olanak sağlarlardı. Çoğu işler için okul müdürüne veya eğitim başına değil, okulun öğrenci başkanına başvurulurdu. Yönetime katılmak, yalnız hak aramak ya da öneri getirmek olarak görülmez, yetki ve sorumlulukları paylaşarak, yönetici ve öğretmenlerle el ele, yan yana iş içinde girerek, araştırmaya, incelemeye katılarak, işleri yürütmeye, iyileştirmeye birlikte uğraş verilirdi. Genç insana verilen önemin, daha öğrenci iken yetki ve sorumluluklar alarak, özgürlükler tanınarak, zengin bir bilgi, kültür ve iş etkinliği, üretim etkinliği içinde yorularak, mesleğe hazırlamanın daha güzel örnekleri verildiğini sanıyorum. Yaz aylarında yapılan yurt gezilerinin ayrı bir yeri ve önemi vardı. Daha önemlisi bize olan bakış açısı ve beklentiydi. Büyük amaçlara, yurt sevgisine ve sorunlarına yönlendirilmemiz daha öğrenci iken ülkesinde sorumlu kişiler olmamızı sağlıyordu. Bir bakıma biz, "sahipli gençliktik" o günlerde. Ya da yetişmemize gösterilen özen ve önemli beklentiler karşısında kendimizi ülkenin sahibi gibi görürdük."
Sayfa 106
M. Asaf Aktan: (1) "Canlandıricı Eğitim Yolunda, s. 43 İsmet Paşa Savaştepe'ye gelmişti. Kendisini tuğla ocağına götürüyorduk. Yolda giderken tepede şimdi hatırlıyorum, Pamukçu'dan Hatice Kolukısa o gün galiba kümes nöbetindeydi. Onu çağırdı. Geldi. "Ne var torbanda?", dedi. O da : "Torbamda peynirim var, ekmeğim var, köftem var" dedi. "Başka bakayım" dedi. Bir de torbadan (Sophokles'in Antigone) kitabı çıktı. Ismet Paşa Antigone'yi görür görmez gözleri yaşardı ve yanındaki Hıfzırrahman Paşa'ya o zaman Genel Kurmay Başkanımızdı. Paşam görüyorsunuz bu klasikler daha yeni çıktı. Ankara'da bile okunmuyor. Benim çocuklarım Antigone'yi okuyorlar. Köylümüz, şehirlimiz, erimiz, generalimiz kurmanyasına ne zaman kitabı da ekleyecek duruma gelirse o gün Türkiye gerçekten kurtulmuş demektir. Topraklarımızı bilgi ile değerlendirmenin bilinçle savunur duruma gelmenin başka yolu yoktur. Hatice dedi ki: "Efendim, ben değil yalnız, bütün okul okuyor." İsmet Paşa geriye çekildi, başını salladı ve gülümsedi."
Sayfa 91
Tonguç:"Bazı enstitü müdürülerinin bildirilen yazılı emirlere uyma diklarına şahit oldum. Mesela serbest okuma saatleri ayrılması gibi. Şartla ne olursa olsun, hangi mevsimde bulunursa bulunsun, öğrenci ler hergün serbest okuma yapacak ve onlara kitap okuma alışkanlığı mutlak surette kazandırılacaktır." (1) "Mektuplarla Köy Enstitüsü Yılları 1990, s. 89"
Sayfa 88
38 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.