Köy Enstitüsü Yılları sözleri ve alıntılarını, Köy Enstitüsü Yılları kitap alıntılarını, Köy Enstitüsü Yılları en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
İçten inancım şudur ki, Anadolu kadınlığı, Köy Enstitülü kızlarla ilk olarak değerlerini ve yeteneklerini geliştirme, ortaya çıkarma, tutsaklığını yırtma olanağı kazanmıştı. Siz yobazın iftirasına bakmayın, çoğu uydurmaydı, kuyruklu yalandı onun söyledikleri.
Köy Enstitülerinde ahlaksızlık olayları hiç geçmedi denebilecek kadar azdı, o da doğaldı. Öbür şehir
okullarında daha kesifti, daha korkunçtu. Ama yobaz bir kere köylünün okumasını, uyanmasını istemiyordu. Buna engel olacaktı.
Köylüyü en hassas yerinden yakalayıp Enstitüler aleyhine kışkırtacaktı. Onun için mış-mış'la biten hikayeler düzdü, kulaklara fısıldadı, köylere parasız gönderilen gazetelere, dergilere
kustu. Bu uğurda en iğrenç yollara başvurdu.
O yıllarda Köy Enstitülerinin yurda yararlı kurumlar olduğunu kavrayan iyi niyetli aydınların sessiz kalmaları, gerekli savunmaya geçmemeleri softanın işini kolaylaştırdı.
Türkiye ortamı hızla Köy Enstitüleri aleyhine çevrildi. Ateş olmayan yerde duman tüttürüldü. Ne hikayeler dinlendik. Tanrım, ne sorularla karşılaşmadık? İnsan donup kalıyordu.
"Sürer eker biçeriz güvenip Ötesine
Milletin her kazancı milletin kesesine
Toplandık baş çiftçinin Atatürk'ün sesine
Toprakla savaş için ziraat cephesine
Biz ulusal varlığın temeliyiz, köküyüz
Biz yurdun Öz sahibi, efendisi, köylüyüz."
Çalışmayan, hazır yiyen insan, iyi insan değildir. Efendilik de değildir. Eskidenmiş o. Şimdiki efendilik başka. Çalışan, bir iş yapan, çevresine yararlı olan insan değerlidir artık. Biz böyle yetişiyoruz.
Köy Enstitülerini kötüleyenlerin en çok yüklendikleri noktalardan birisi, bu kadar işin gücün içinde kültür derslerine az yer verildiği, öğrencilerin iyi yetiştirilmedigi konusudur. Biz buna hemen, "yanlıştır" demeyeceğiz. Hele bilginin, kültürün sadece ezbere dayanan, kafaya istif edilen birtakım kurallar olduğu
sanısından hareket edilirse, yani klasik okul açısından bakılırsa, bu çalışmalar içinde öğrenci elbet zayıf yetişmiştir. fakat kültür nedir? Kültürlü insan kimdir? Eli kolu işlememiş, anlayış ve görüş açısı yaşamı güzelleştirmeye çevrilmemiş, bütün bildikleri ezber halinde kafasının içinde kalmış insan, kültürlü insan mıdır? Hele bu insan öğretmen olunca, bizim köylerimizde kime ne öğretecektir?
Herkese anlatamazdık, kılık kıyafetin değil, anlayışın, görüş ve düşünüşün önemli olduğunu. Bertrand Russel'ın bile ütüsüz elbise, kravatsız gömlek giydiğini.