Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Köy Enstitüsü Yılları

Talip Apaydın

Köy Enstitüsü Yılları Gönderileri

Köy Enstitüsü Yılları kitaplarını, Köy Enstitüsü Yılları sözleri ve alıntılarını, Köy Enstitüsü Yılları yazarlarını, Köy Enstitüsü Yılları yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
211 syf.
10/10 puan verdi
·
9 günde okudu
Köy Enstitüleri Üzerine
Ünlü enstitülülerden Talip Apaydın eseri İsmail Hakkı Tonguç’un “Enstitü’ye nasıl girdiniz, nasıl okudunuz, biriniz bunu anlatın.” sözü üzerine yazdığını belirtiyor. Bu ülkü Cumhuriyet’i topyekün köyden kalkındırmaktır. Yazar “Köylerimizden kim bilir ne kötü alışkanlıklar, kabalıklar getirmiştik ama burada yavaş yavaş yontulu kurtulacaktır.” diye anlatıyor giriş hikayesini. Sadece sırada alınan eğitimi değil kiremit üretmekten, tarıma, hayvan yetiştirmekten, keman çalmaya her şeyin öğretildiği yerdir Enstitü. Çalışmak, üretmek onlar için ibadet olmuştur. “Okul yaşamın bir parçasıydı. Biz karada yüzme talimi yapar gibi hazırlanmıyorduk, bizzat hayatı yaşıyorduk.” diye anlatıyor yazar. Ama ülkede başarılar cezasız kalmayacak ilk önce Enstitülü kızlara başlayacaktı saldırılar. Bin yıldır ezilmiş Türk kızının kendini kurtarma çabası yobazlara hayalinde olmadık sahneler kurdurtup halka zehir saçtırır. Çok partili hayatla birlikte gericiliğin alan bulması türlü iftiralarla Enstitüleri kapatma sürecine sürükler. Enstitülülerin bizzat kendileri, hocaları dahi bu kampanyalara oyuncak olur. Yazar cumhuriyetin yetiştirdiği en büyük aydın olan Hasan Ali Yücel’i “Yerinden kımıldamaz bir çarkın başına geçmiş, eğitim tekerini en uzak dağ başı köyüne doğru sürmüştü.” diye anlatır. Nitekim enstitülerin mezarını İnönü kazmış toprağı Menderes atmıştır. 27 Mayıs İhtilali sonrası rüzgar tekrar enstitü lehine dönse de artık her şeye çok geçtir. Türk köylüsünün aydınlatılma ülküsü gericilerin, ağaların, imamların, softaların ve politikacıların katline maruz kalmıştır.
Köy Enstitüsü Yılları
Köy Enstitüsü YıllarıTalip Apaydın · Literatür Yayıncılık · 2009318 okunma
Ruhlarımız nişan tahtaları gibi delik deşik edilmişti. Uğramadığımız iftira, çekmediğimiz acı kalmamıştı. Bir tuhaf çalışmaydı bizim çalışmalarımız. Daha çok yararlı olalım diye çırpınıyorduk da milli eğitim müdürümüz "Bırak yahu, sana ne" diyordu. Valimiz, "Bırak" diye önümüze geçiyordu. Deyin ki, omuzlarımızda hep birlikte uzun bir ağaç götürüyorduk. Çoğu eğilmişti yere. Bize de eğilin diyorlardı. Ama yükümüz yere düşecekti, nasıl işti bu?
Sayfa 198Kitabı okudu
Reklam
İşte Hakkı Tonguç, asıl bu sahipsiz bahçenin bahçıvanıdır. Dağ başlarından, dere kıyılarından, dana ardından topladığı biz köy çocuklarını, bu yoz, kıraç tarla bitkilerini köy enstitülerinde eğitimin adam edici aşısından geçirdi. Binlercemizi birden suladı, budadı. Gözümüzü, kafamızı aydınlığa açtı..
Sayfa 194Kitabı okudu
Bu yurdun köylüleri, Anadolu'da insan yaşayalı beri hemen hep aynı kalmıştır. Bilisizdir, çiftçidir, çobandır. Alınyazısının çizgisini hep baştakiler çizmiştir. Kendini yönetenleri o herkesten akıllı bilir. Uzun başbuğluk, padişahlık devirleri, ona bu tutumu bir içgüdü gibi aşılamıştır. Başındakiler ne dediyse doğrudur, kendilerini nereye götürseler düzdür. Hocalar, hacılar akıllıdır. Ağalar güçlüdür. Devletliye karşı gelinmez, ulemaya dil uzatılmaz. Köylü hep böyle bilmiş, böyle sanmıştır. Bu yolun ucu nereye varır?
Sayfa 193Kitabı okudu
Biz toplumumuzda olagitmekte olan yolsuzlara katlanamayacaktık. Biz boyuna savaşacaktık. Biz her yerde düşman kazanacaktık. Öyle bir kişilik kazanmıştık. Bize dur-dinlen yoktu. Biz artık hiç rahat edemeyecektik...
Sayfa 170Kitabı okudu
Yurdumuz, halkımız nasıl bir batağın içindeydi, dayanılır gibi değildi.
Sayfa 170Kitabı okudu
Reklam
Asıl şaşılacak şey, yanımızdaki köylülerin durumu idi. Onlar için tartışıyorduk, ama onlar hiçbir şeyin farkında değillerdi. Kim konuşursa ona baş sallıyorlardı.
Sayfa 169Kitabı okudu
Sabahattin Ali
Çıkarcıların elinde dünya insanlara zehir olmuş. İşler iyi düzenlense herkesin karnı doyar. Herkes mutlu olabilir.
Sayfa 150Kitabı okudu
Kim gerici, kim halka karşı, kim halkın karanlığından yararlanmakta, köylüyü sömürmekte, o köy enstitülerine de karşıdır.
Sayfa 145Kitabı okudu
Köy enstitüleri bir an önce halkı okutmak, eğitmek, uygar insan yaşamına kavuşturmak amacı üstüne kurulmuştur. Halktan yana aydın bunu anlar.
Sayfa 145Kitabı okudu
Reklam
Yoksullukla, bilgisizlikle geçen ömür özgür bir yaşam mıdır? İnsanca bir hayat mıdır? Kurtuluş Savaşımız boşa gitmemelidir. Bunun için köylüyü bu yoksulluktan, bu karanlıktan kurtarmak gerek...
Köy Enstitülü kızlar" deyince, kitaplar dolusu konuşulabilir. Onların çalışkanlığı, dayanıklılığı, en ilkel yerlerden gelip en bilinçli, en uygar birer bayan olmaları, o katettikleri gelişme çizgisi, o yükseliş, Anadolu köy kadınının kurtuluşu bakımından çok ilginç bir deney olmuştur.
211 syf.
·
Puan vermedi
Orda bir köy var uzakta, O köy bizim köyümüzdür. Gezmesek de, tozmasak da, O köy bizim köyümüzdür. İlkokuldayken ne heyecanla söyletirdi öğretmenimiz bize bu şiiri. Boğazımız patlarcasına, avazımız çıktığı kadar, haykırarak söylerdik.Köy Enstitüleriyle tanıştıkça, onların dünyasına ayak bastıkça, ne kadar da anlam buldu benim için bu dizeler.
Köy Enstitüsü Yılları
Köy Enstitüsü YıllarıTalip Apaydın · Literatür Yayıncılık · 2009318 okunma
"Köy Enstitülerinin bütün günahlarını omzuma alıyorum. Sevabı başkalarının olsun. O kurumların günahı bile bana yeter." Hasan Ali Yücel
Sayfa 201
"Her şeye rağmen çalışın. Diriliğinizi, ülkücülüğünüzü yitirmeyin. Kötü kişilere kızıp da memlekete küsmeyin."
Sayfa 198
1.495 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.