Hikayenin konusu, bir çocuğun gözünden büyüklerin dünyasının anlatılmasıdır. Büyüklerin, küçükleri anlamadıklarını, bundan dolayı sürekli büyüklere açıklama yapmak zorunda olduklarını, bu da onları çok yorduklarını anlatır.
Olay, pilot olan yazarın tek başına yaptığı uçuş esnasında uçağının motorunda arıza çıkması sebebiyle Sahra Çölü'ne iniş yapmasıyla başlar. Yanında sadece bir hafta yetecek kadar yiyecek içecek vardır. Pilot uykuya dalar. Tam o esnada incecik bir sesle tekrar uyanır. Karşısında Küçük Prens'i görür. Küçük Prens, pilottan köyün çizmesini ister. Pilot ise küçükken çizdiği resimleri büyükler tarafından ne çizildiği belli olmadığı, beğenilmediği için resim konusunda yeteneğinin olmadığını söyler. Küçük Prens de bunun bir önemi olmadığını söyler. Pilot da çizer. Bu arada birbirlerine daha önce geldikleri yerlerden, tanıştıkları insanlardan bahsederler. Sekiz gün birlikte aynı yerde vakit geçirirler. Artık birbirlerine iyice alışırlar. Ama artık ayrılık baktı gelmiştir. Pilot, uçağını tamir edebilmiş, Küçük Prens de kendi gezegeninden ayrılalı tam bir yılı doldurduğu gün, dünyaya iniş yaptığı aynı yerden gezegenine geri döner. Küçük Prens, gezegenine dönmeden önce gökyüzünde ona ait olan yıldızı pilota (yazara) gösterir. O yıldızda kendisinin yaşadığını söyler. Baktıkça kendisini hatırlamasını, gülümsemesini ister. Yazar, küçük dostunu unutmamak için aradan geçen 6 yıl sonra yaşananları kaleme alır.
