Büyüdükçe saçmalaşan bir hayata sahip olduğumuzu hiç düşündünüz mü? Eğer düşünmediyseniz “Küçük Prens” tam da bunu düşündürtüyor. Düşününce de sorunun cevabını çok net görebiliyoruz.
Çoğu zaman anlamsız uğraşlar peşinde bir ömür tüketip önümüzdeki güzellikleri görmediğimiz bir hayatımız var. Sarmal ilişkiler ve emin olamadığımız dostluklarımız var. Karşılığında verilen para olmasa çoğumuz yaptığı meslekten bir gram zevk dahi almıyor. Hem zaten bu kadar güç, para ve iş bize ne katıyor? Kitaptaki tek başına olan kral gibi olmak dışında tabi. Çocukken de okuduğum “Küçük Prens” ‘i yirmi yaşımda tekrar okuyunca farkettim ki: Kitapta bahsedilen o sıkıcı işlere fazla gömülmüşüm. Aslında insanlar fazla gömülmüş gibi.
Tabi ki ideallerimiz olacak, para kazanacağız veya hobilerimizin peşinden de koşacağız ama bunları yaparken de hayatın yoğunluğuna gömülüp güzellikleri es geçmemeli sanki. Bundan sonraki hayatım için buna biraz daha dikkat edeceğim. Bence siz de edin. Son olarak da Küçük Prens, okumamış kim varsa da okumayı daha fazla ihmal etmesin.
1000kitap’ı uzun süredir biliyordum ama aktif bir kullanıcı olamadım. Artık aktif bir kullanıcı olmayı ve hiç değilse kitap dostu insanlarla paylaşımlarda bulunmak istiyorum. Küçük Prens’i tekrar okuyarak onunla başlamak istedim. Devamı da gelir umarım. Herkese keyifli okumalar…