Öne Çıkan Kudüs Gönderileri

Öne Çıkan Kudüs kitaplarını, öne çıkan Kudüs sözleri ve alıntılarını, öne çıkan Kudüs yazarlarını, öne çıkan Kudüs yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Kudus'te yaşayan yerli Musluman halk Araplardan oluşmaktadır. Bunun yanı sıra dünyanın farklı bölgelerinden gelerek bu kutsal beldeye yerleşen Müslümanlar da bulunmaktadır. Mescid-i Aksa'nın guneybatısında yer alan Megåribe Mahallesi bunun en bariz örneğini oluşturmaktadır. Selähaddin Eyyübi zamanında kurulan bu mahallenin sakinlerini Kuzey Afrika'dan gelen Muslumanlar oluşturmaktaydı. Bunun yanı sıra Kudus'te ilmi ve tasavvufi hayatın canlılığı dışarıdan birçok Muslumanı bu kutsal beldeye çekmekteydi. Kahire ve Şam gibi çevre şehirlerdeki medreselerde okuma imkanı bulamayanlar Kudus'teki medreseleri tercih etmekteydi. Orta Asya ve Hint alt kıtasından gelen Muslümanların ikamet ettiği mekânlar ise Afgan Tekkesi, Hint Tekkesi Özbek Tekkesi gibi kendi isimleriyle anılmaktaydı. Bu durum aynı zamanda farklı mezheplerden olan müslümanların kudus'te bir arada yaşamaları anlamına gelmektedir
Kudüs'te bir asra yakın durma noktasına gelen ilmi hayat, Selahaddin Eyyübi'nin 1187 senesinde şehri yeniden fethemesiyle tekrar canlandı. Selahaddin Eyyübi ilk olarak şehrin doğu surları üzerinde bulunan Babu'l-Esbat yakınındaki Saint Anna Kilisesi olarak bilinen yapıyı satın alarak 1192 senesinde medreseye çevirdi. Kendi adıma nispetle Salahiyye Medresesi olarak meşhur olan bu ilim yuvasını Şafiilere tahsis etti. Selahaddin Eyyübi tarafından Kudus'ün başkadılığına getirilen İbn Şeddad (632/1234) aynı zamanda Salâhiyye Medresesi'nin de ilk müderrisi oldu. İbn Şeddad'dan sonra Mecdüddin b. Cehbel (596/1200), Fahreddin b. Asakir (620/1223), İbnü's-Salah eş-Şchrezúri 643/1245) ve İzzeddín b. Abdüsselâm (660/1262) gibi ålimler medresenin müderrisliğini yürüttüler. Salâhiyye Medresesi'nin yanı sıra Eyyübiler döneminde Efdaliyye, Meymuniyye, Nahviyye, Nasıriyye, Bedriyye, Muazzamiyye, Emcediyye ve İzziyye medreseleri açıldı.
Reklam
Diğer taraftan 1987 senesinde Batı Şeria ve Gazze'de İsrail birliklerine karşı silah olarak yalnızca taşın kullanıldığı intifada hareketi başlatıldı. 1988 yılında ise Yasir Arafat bağımsız Filistin Devleti'nin kurulduğunu deklare etti. Bu sırada ABD arabuluculuğundaki barış görüşmelerine sıcak bakan İsrail ile 1990'lı yıllarda Madrid, Oslo, Washington ve Camp David gibi birçok görüşme yapıldı. Fakat bu görüşmelerin hiçbirinden olumlu sonuç alınamadığı gibi Filistinlilerin egemenlik hakları daha çok çıkmaza girerek intifada hareketi daha da şiddetlendi
Sayfa 120Kitabı okudu
ABD'nin desteğini her zaman arkasında hisseden İsrail Devleti, bugun de (2023 yılı sahip olduğu savaş teknolojisinin kendisine sağlandığı avantajla Filistin'deki Müslumanlara orantısız güç kullanmaya devam etmektedir. Böylelikle zaten eski Kudüs'e sıkışıp kalan Müslümanların buradaki özgürluklerini de kısıtlamakta ve zaman zaman Mescid-i Aksa'ya yaptıkları baskınlarla zulümlerini gövde gösterisi vaparcasına tüm dünyaya izlettirmektedirler. Bu zulümler karşısında Müslüman olsun olmasın birçok devlet, kınama yayımlamaktan ileri gidememektedir. Halihazırda Yahudilerin Filistin'deki Müslümanlara yönelik zulümlerine karşı en büyük tepkiyi ise hem devlet makamları hem de halkın katılımıyla Türkiye göstermektedir. Türkiye'den Kudus'e yapılan ziyaretler bu kutsal beldenin ve burada yaşayanların sahipsiz olmadıklarını göstermek bakımından büyük önem arz etmektedir. Bu bilinçle hareket ederek Kudüs'e giden Türkler, İsrail Devleti'nin havaalanından başlayarak kutsal mekânların girişlerine kadar kendilerine yaşattıkları tüm zorluklara rağmen Kudüs ziyaretlerine aralıksız devam etmektedirler
Sayfa 122Kitabı okudu
Eyyûbîler tarafından Kudüs'te Hanefilere tahsis edilen üç medreseden ikisi Dımaşk Valisi Melik Muazzam İsa (624/1227), biri ise onun üvey kardeşi Melik Emced Hasan tarafından inşa edildi. Melik Muazzam İsa, Dımaşk'ta bulunduğu sırada Hanefi fikhını öğrendi ve nahiv ilmine duyduğu ilgi sayesinde birçok âlimden ders aldı. Kendisini nahiv ve edebiyat alanlarında yetiştirip bu alanlara ait telif eserler kaleme aldı. Kudüs'te kurduğu Nahviyye Medresesi onun nahiv ilmine olan ilgisini göstermesi bakımından dikkat çekicidir. Melik Muazzam İsa, inşa ettiği 25 talebe kapasiteli bu medrese için vakfiyesinde hem talebelerin hem de nahiv dersi okutacak muderrisin Haneli mezhebinden olmasını şart kostu Kudüs'te 1209 senesinde inşa ederek Hanefilere tahsis ettiği diğer medrese ise kendi adına nispetle Muazzamiye Medresesi olarak kurulmasına rağmen Hanefilerin Kudus'teki ilmi faaliyetlerinde önemli bir yer tutması yönüyle Hanefiyye Medresesi olarak da bilinmektedir. Bu dönemde Hanefilere tahsis edilen üçüncü medrese ise kurucusu Melik Emced Hasan'a nispetle Emcediyye Medresesi olarak tanınmaktadır.
Kudüs'ün içerisinde yer aldığı Filistin topraklarının ilk sakinleri Kenanilerin bir kolu olan Yebūsilerdir. Ancak ne milattan önce bu topraklarda yaşayan Yebúsilerin ne de onlardan sonra 16. yüzyıla kadar şehirde hakimiyeti ele geçiren farklı milletlerin Kudüs'teki nüfuslarıyla ilgili bilgiler tahminden öteye geçememektedir. Kudüs'teki demografik yapıya dair ilk sağlam veriler, Osmanlı hakimiyetinde 16. yüzyılda tahrir kayıtlarının tutulmasıyla başlamaktadır. Yine 19. yüzyılda yapılan nüfus sayımları şehirde yaşayan insanların sayıları ve etnik kimlikleriyle ilgili bilgiler sunmaktadır. Bunun yanı sıra şehri ziyaret eden Müslüman ve Batılı seyyahların şehrin nüfusuyla ilgili verdiği bilgilerden hareketle bir çıkarım yapmak mümkündür. Ancak bazı seyyahların özellikle nüfusa dair gözlemlerinde kendi milletlerini sayıca daha çok gösterme endişesine kapılmaları bu bilgilere temkinli yaklaşılmasını gerekli kılmaktadır.
Reklam
30 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.