Kudüs Davamız

M. Ahmet Varol

En Eski Kudüs Davamız Sözleri ve Alıntıları

En Eski Kudüs Davamız sözleri ve alıntılarını, en eski Kudüs Davamız kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Kudüs'le ilgili sinsi planlar
Şehrin doğusunda yeni yerleşim alanlarının açılacağının ilan edilmesiyle birlikte bu bölgede Filistinlilere ait binlerce dönum arazi gasp edildi. Yeni yerleşim birimlerinin inşa edilmesinin ve mevcut yerleşim merkezlerinin genişletilmesinin amacı şehrin etrafında oluşturulan yerleşim çemberinin daraltılması ve Batı Yaka'da gasp edilen topraklarda kurulan ve kurulacak olan yerleşim alanlarını zincirleme bir şekilde birbirlerine bağlamak suretiyle buraların şehir sınırları içinde olduğunu iddia etmek için gerekçe oluşturmaktır.
Şaron, Re'su'l-Amud ile Zeytin Dağı arasını yahudi yerleşimine açmanın İsrail açısından son derece önemli olduğunu, çünkü buranın Eski Kudüs'teki Müslümanlarla Ebu Dis'te oturan Müslümanlar arasında bağlantıyı kestiğini dile getirdi.
Reklam
Kudüs'ün İslami vechesini değiştirme çabaları.
Kutsal Mescidi Aksa'ya ve Kudüs'teki İslâmî mirasa dair kültürü ifsat etmek amacıyla isimleri değiştirerek yahudi kültürüne ait isimler kullanıyorlar. Bu isimleri kullanmalarının amaçlarından biri de o eserlerin birer yahudi kalıntısı olduğu intibai vermektir. Dolayısıyla Müslümanların bu isim değiştirme politikalarına karşı dikkatli olmaları ve işgalci siyonistlerin güdümündeki medyanın oyununa gelmemeleri gerekir.
Mukaddes olan bir şeyin korunması uğrunda verilen mücadele de mukaddestir. Bu itibarla Müslümanların en kutsal mekânlarından biri olan Kudüs'ün ve Mescidi Aksa'nın siyonist saldırılarına karşı korunması uğrunda verilen mücadele mukaddes bir mücadeledir. Bundan dolayı insanlar hiçbir fedakârlıktan çekinmeyerek, Allah'ın mübarek kıldığını bildirdiği mekânları savunmak amacıyla sokaklara döküldüler.
Aslında tarihi ve kültürel mirasın korunmasıyla ilgili uluslararası hukuk açısından, geçmişte var olduğu söylenen bir binayı yeniden inşa iddiasıyla, insanlığa mal olmuş bir eseri ortadan kaldırmaya kimsenin hakkı olamaz. Yok edilmesi istenen eserin dünya nüfûsunun en az beşte birini oluşturan dinî kitle tarafından kutsal bilinen mabet olması durumunda böyle bir girişim bu kitleye savaş ilanı anlamı taşır. Yerinde daha önce başka bir mabet bulunduğu iddiası asla böyle bir eseri ortadan kaldırmanın gerekçesi olamaz. Böyle bir iddianın gerek dinî ve gerekse tarihi kaynaklara dayanan bir delilinin bulunmaması durumunda ise hiçbir geçerliliği olamaz.
Dinî açıdan bakıldığında ise Hz. Süleyman'ın (aleyhisselam) mirasına sahip çıkmaya layık olanlar işgalci siyonistler ve onların kendilerine toplumsal destek oluşturmada istismar ettiği yahudiler değil Müslümanlardır. Çünkü her şeyden önce Müslümanlar, Hz. Süleyman'ın (aleyhisselam) bir peygamber olduğuna inanırken yahudiler onun peygamber olduğuna bile inanmaz. Üstelik Hz. Süleyman'ın (aleyhisselam) inşa ettiği mabet de bir Siyon mabedi veya Süleyman heykeli değil yine bir mescit yani Mescidi Aksa'ydı. O da bu mescidi kendisinden önce yine tevhit davetinin bir dinî merkezi olarak inşa edilmiş mabedin yerine inşa etmişti. Yani orada yine bir mescit vardı ki onun fonksiyonu da bugünkü Mescidi Aksa'nın fonksiyonundan farklı değildi. Tıpkı Hz. İbrahim'in (aleyhisselam) Allah'ın işaretleriyle Mekke'deki Ka'be'nin yerini tespit edip onu maksadına uygun bir şekilde yeniden inşa etmesi, Hz. Muhammed'in sav içindeki putlardan arındırarak tevhit davetindeki fonksiyonunu muhafaza etmesi gibi.
Reklam
220 öğeden 371 ile 220 arasındakiler gösteriliyor.