Kulluk ve Tevhid Açısından Mescidleri Titreten Fatiha Suresi

Abdulhakim b. Abdullah el-Kasım

Kulluk ve Tevhid Açısından Mescidleri Titreten Fatiha Suresi Gönderileri

Kulluk ve Tevhid Açısından Mescidleri Titreten Fatiha Suresi kitaplarını, Kulluk ve Tevhid Açısından Mescidleri Titreten Fatiha Suresi sözleri ve alıntılarını, Kulluk ve Tevhid Açısından Mescidleri Titreten Fatiha Suresi yazarlarını, Kulluk ve Tevhid Açısından Mescidleri Titreten Fatiha Suresi yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Fatiha suresinin ilk üç ayetinde kulluğun üç rüknü vardır: Hamd, alemlerin rabbi Allah'a mahsustur. sözünde muhabbet; Rahman ve Rahîm sözünde ümit ve Din gününün sahibi sözünde korku !
Sayfa 55 - GurabaKitabı okudu
Reklam
Allah Teâlâ'ya hamd, şükürden farklı olarak her halde olur. Kudsî bir hadiste rivayet edildiğine göre; "Allah teâlâ, "Ey ölüm meleği! Kulumun evladının ruhunu mu kabzettin? Onun göz sevincini, ciğerparesini mi kabzettin?" diye sorunca melek "Evet" cevabını vermiş; bunun üzerine Allah teala ("Kulum) ne dedi?" demiştir. Melek "Sana hamd etti ve istircâda bulundu." deyince Allah teálâ, "Onun için cennette bir ev insa edin ve o evi Hamd evi olarak adlandırın!' buyurmuştur.
Eksiksiz olan hamd tevhidi ihtiva ettiğinden, kul, hamdin tamamına yalnızca Allah'ın hak sahibi olduğunu ikrar etmektedir. Yani hamd edilmeye en layık O olduğu için kulluk edilmeye de en layik O'dur. Bu hamd, Allah azze ve celle'nin, mahlûkatı yaratmadaki hikmetinin, peygamberleri göndermedeki ve kitapları indirmedeki merhametinin mükemmel olmasını gerektirir. Dolayısıyla bu söz, Allah'tan başka ilah olmadiğına ve Muhammed sallalláhu aleyhi ve sellem'in Allah'ın Rasûlü olduğuna şahidlik etmeyi zorunlu kılar.
Herkes kendi kalbine bir baksın! Kur'ân'ın nuru kalbine yerleșmişse, Allah'ın nuruyla görmeye başlamış demektir. Yani Allah katında sevilen şeyi kendi nezdinde de sevilen olarak; Allah katında buğzedilen şeyi kendi nezdinde de buğzedilen olarak; Allah katında güçlü olanı kendi nezdinde de güçlü olarak; Allah katında güçsüz olanı kendi nezdinde de güçsüz olarak; Allah katında fani olanı kendi nezdinde de fani olarak; Allah katında baki olanı kendi nezdinde de baki olarak; Allah katında yüce olanı kendi katında da yüce olarak; Allah katında alçak olanı kendi katinda da alçak olarak görmeye başlamış demektir.
Mâlik b. Dînâr rahimehullâh şöyle söylemiştir. "Ey Kur'an ehli! İman sizin kalplerinize ne ekti? Yağmurun yeryüzünü canlandırdğı gibi Kur'an da müminin gönlünün baharıdır! Ey Kur'an hafızları! Kur'an sizin kalplerinize ne ekti? Bir sûreye sahip olanlar nerede? İki sûre sahipleri nerede? Bunlarla ne ameller yaptınız?"
Reklam
81 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.