Kur'an Okumaları 2 - Henüz İnmemiş Âyetler
Metin KarabaşoğluKur'an Okumaları 2 - Henüz İnmemiş Âyetler Gönderileri
Kur'an Okumaları 2 - Henüz İnmemiş Âyetler kitaplarını, Kur'an Okumaları 2 - Henüz İnmemiş Âyetler sözleri ve alıntılarını, Kur'an Okumaları 2 - Henüz İnmemiş Âyetler yazarlarını, Kur'an Okumaları 2 - Henüz İnmemiş Âyetler yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
'Allah'ı ananlar' belki küfre karşı imanı tercih ediyor gözükmektedir; ama gerçekten mü'min olanlar, 'Allah'ı yalnız olarak ananlar'dır. Hem, sadece darlıkta değil, varlıkta da Allah'ı yalnız olarak ananlardır-peşine eşler ve ortaklar koşarak ananlar değil.
"Oku!" emrini siyak ve sibakından soyutlayarak " Dinimiz de okumayı emreder" hükmüne merci edinenler, peşisıra, insanları resmî bir müfredatın çarkından geçmeye çağırır. Zira 'kamusal alan'da herhangi bir dinî nişane görmekten rahatsız olan devletlûlar böylesi hutbe ve yorumlar istemektedir. İşte, sözümona ' tavsiye' sûretindeki bu talebe binaen, "İkra!" emrinden söz etmekle başlayıp " Dinimiz okumayı emreder" diyerek devam eden hutbelerle mü'minler, körpecik dimağları resmî eğitim programının çarkından geçirmeye sevkedilirken, bu eğitimin 'Yaratan Rabb'inin ismiyle oku!'maktan uzaklığına hiç mi hiç değinilmemektedir.
Oysa, nasıl ' küçük ' görülen günahlar, ihmaller ve dikkatsizlikler büyük manevî fekaketlerin önsözü olabiliyorsa; ' küçük ' görülen noktalarda sergilenen dikkat ve himmet de, bizi büyük hakikatlere eriştirebilir.
İz YayıncılıkKitabı okudu
...ümit mü'minin şiarı ve imanın bir gereğidir.
'Dün'ün geçmişte kaldığı bir zaman çizgisinde yürümez insanoğlu. Bilakis, 'dün' yaşananların bir sûreti bugün de yaşanmakta olur; ve o yüzden, dün aynı durumda nebîlerin söylediğinin, bugün aynı durumla yüzyüze gelen mü'minler için kesin bir yol göstericiliği sözkonusudur.
Bir Kur'ân talebesinin belirttiği üzere, " Hakikî vukuatı kaydeden tarih, hakikate en doğru şahittir."
Tarih, esasen, insanın insanı tanıması imkânını sağlayan muazzam bir labaratuvar hükmündedir.
İz YayıncılıkKitabı okudu
Kur'ân eczanesinde mevcut ilaç ve devalardan gereğince,yeterince haberdar olamadığımız için de, aklımızın, kalbimizin,ruhumuzun bütün yaralarına Kur'ân'la şifa bulmamız mümkün olamıyor. Bu devalar, bu şifalar, bu ilaçlar ve dermanlar Kur'ân'da olmadığı için değil; bizler henüz bu şifaların ve devaların farkında olmadığımız, dolayısıyla gerektiği zaman ve zeminde onlara başvurmayı bilemediğimiz için...
Böyle olunca da, ya manevî hastalığımıza şifa bulamadan öylece kalakalıyor, yahut 'ilaç' niyetine başkaca şeylerin peşine düşüyor, öyle ki nice dünyevî zehri ilaç sanıp vücudumuza zerkedebiliyoruz.