Kur'an Okumaları 4 -Belagat İncileri
Metin KarabaşoğluKur'an Okumaları 4 -Belagat İncileri Gönderileri
Kur'an Okumaları 4 -Belagat İncileri kitaplarını, Kur'an Okumaları 4 -Belagat İncileri sözleri ve alıntılarını, Kur'an Okumaları 4 -Belagat İncileri yazarlarını, Kur'an Okumaları 4 -Belagat İncileri yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Er-Rahman, er-Rahîm'den sonra Kur'an'da en çok geçen ikinci ilahi isimdir.
Müthiş
Hz peygamberin Şakk-ı Kamer mucizesi, madde aleminde gözlerin gördüğü en büyük mucizedir. Ama bu en büyük mucizeye rağmen azabın hala gelmemiş olması, ondan daha büyük mucizenin devam ediyor olmasındandır. (Hz. Peygamberin en büyük mucizesi Kur'an'dır)
Cehennem, sebepleri ile sonuçların arasına ayırıp bütün sonuçları Müsebbib-ül Esbaba, Malik'ül mülke, Rabb'ül Alemin'e tevdi edemeyenlerin sebeplerle baş başa kaldıkları yerdir.
Sayfa 32Kitabı okudu
﴾43﴿ Güldüren de O’dur, ağlatan da.
﴾44﴿ Öldüren de O’dur, yaşatan da.
﴾45-46﴿ Rahime atıldığı zaman nutfeden (embriyo) erkeğiyle dişisiyle iki cinsi yaratan da O’dur.
﴾47﴿ Öteki yaratma da (öldükten sonra diriltme) O’na aittir.
﴾48﴿ Çok veren de O’dur, az veren de.
﴾49﴿ Şi‘râ yıldızının rabbi de O’dur.
Sayfa 122Kitabı okudu
Cehennem, bu dünyada Rabbini unutanların Rableri tarafından ‘unutulduğu’ diyardır.
Sayfa 33Kitabı okudu
Aynı şekilde, denizde tuza karışmış halde varolan ve o haliyle ne içilen, ne ziraatta kullanılabilen suyu buhara dönüştürerek arıtması ve bulutlara yükleyip bir rahmet olarak yeryüzüne indirmesi, Allah'ın kudret ve rahmetinin bir mucizesidir. O'nun yakıcı oksijen ile yanıcı hidrojenden hayat ve bereket vesilesi olan, serin ve şifalı suyu yaratıyor olması da zaten başka bir mucizedir.
Sayfa 38Kitabı okudu
Kitabullah kendisine miras bırakılanlar arasında bu mirasa bihakkın sahip çıkan ve bütün hayatını buna vakfeden ile, Kitabullahı Kitabullah bildiği halde mirasın gereğini yerine getirmede kâh başarılı, kâh başarısız olan, düşe kalka yol alan elbette bir olmayacaktır. Aslolan, 'hayırda önde gidenler'den olabilmektir. Dönüşen olmaktan öte, dönüştüren olabilmektir. Hak yola gelen olmaktan öte, hak yola getiren olabilmektir. Hayırda bir çığır açmak veya açıldığı halde terk edilmiş bir hayırlı çığırı yeniden ihya edebilmektir. Fakat, bunu başaramamakla birlikte kalbinde bu yolda bir cehd ve gayret taşıyanlar ve Kitabullah adlı o benzersiz mirasın hakkını gereğince ifa edemeyişin üzüntüsünü hissedip istiğfara yapışanlar için, ümitsizliğe de mahal yoktur. Çünkü bu halde dahi, ‘mukarrebûn'dan olamasa bile ‘ashâbu'l-yemîn' olarak cennete buyur edilme imkânı ortada durmaktadır.
Sayfa 27Kitabı okudu
Kendisi gibi insan olan bir insanın boyunduruk altında yaşaması onu rahatsız etmiyorsa ve kendisi tok iken başkalarının aç olması onda bir rahatsızlık uyandırmıyorsa, insan insaniyetinden şüphe etmelidir.
Sayfa 92Kitabı okudu
Hidayet, sadece doğruyu bilmek değildir. Bilâkis hidayet, yanlışı bilip reddederek doğruyu bilip kabul etmektir.
Sayfa 87Kitabı okudu
Bazı âyetlerde ise mesaj zaten apaçıktır
"Dünya hayatı bir oyun, bir oyalanma, bir süs, aranızda bir övünme ve mal ve evlatta bir çokluk yarışından ibarettir. Bir yağmur misali gibi ki, otu rençberleri imrendirir; sonra heye- cana gelir, sonra bir de görürsün ki sararmıştır, sonra da çer- çöp oluverir! Ahirette ise şiddetli bir azap, bir de Allah'tan bir mağfiret ve rıza vardır. Dünya hayatı bir aldanış metaından başka birşey değildir!"
Sayfa 63Kitabı okudu
Hidayet, sadece doğruyu bilmek değildir..
Bilakis hidayet, yanlışı bilip reddederek doğruyu bilip kabul etmektir..
Hakikat, "demek öyle" demek için değildir..
Bilip bir kenara koymak değildir onun karşılığı..
Hakikat özümsenmek, içselleştirilmek, benimsenmek, girdiği kalbi ısıtıp ışıtmak ister..
..günlerin birbiri ardısıra gelişi, ömür dakikalarının tükenişi, ölümler, sararan yapraklar, aklaşan saçlar, feri sönen gözler, kuruyan ağaçlar..
hepsi, her şey dünyanın faniliği gerçeğini haykırarak haber vermektedir..
Allah, kelam sıfatını konuşturmuş, Kur'ân'ı öğretmiştir..ama er-Rahmân olarak kulları için bir 'beyan'ı mümkün kılacak şekilde..
Güneşe doğrudan bakan insanın gözünün görme yeteneğinin artması ne kelime, bilakis körleşmesine benzer şekilde; Kadîr-i Mutlak mutlak surette
insana konuşacak olsa insanın gözü ve aklı kamaşacak,
insan oracıkta öylece kalacaktır..
..Mutlak Olanın, mahlûk olanın anlayacağı dilden konuşması, kendisini ona böylece ifşa etmesi
bir rububiyet nişanesidir..bir ikramdır ve bir mucizedir..