Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Kur’an, Vahiy, Nüzul

Mustafa Öztürk

Sözler ve Alıntılar

Tümünü Gör
Birçok ayette ilâhi mesaj (vahiy) ve risaletle ilgili olarak da'vet, belâğ, tebliğ (belliğ), tebyin (li-tübeyyine), tibyân gibi çeşitli kelimeler kullanılmasından anlaşılacağı üzere Kur'ân kelimesi de yazılı bir metni okumaktan öte hitap, davet (çağrı), beyan (bildirim) gibi anlamlar içerir.
Sayfa 22
Mele-i a'lâ lafzının genel anlam ve kullanımı Saffât 37/8. ayette, müşriklerin cinler ve şeytanların gökten haber çalma iddiasıyla ilgili olarak vahyin korunmuşluğu, Sâd 38/69. ayette ise Hz. Peygamber'in Allah tarafından gönderilen ve kendisine vahyedilen bir elçi olduğu meselesiyle ilgilidir.
Sayfa 178
Reklam
Ümmîlik meselesinde Hz. Peygamber'in bütün bir hayat boyunca okuma yazma öğrenmemeye yeminli biri olduğunu söylemekle eşdeğer görüşler dile getirmek, üstelik bu görüşleri nübüvveti ispat argümanları olarak öne sürmek, çok basit ve çocuksu bir yaklaşımın eseridir.
Sayfa 40
(...) lafız ve manasıyla kadîm Kur'ân dogması Helenistik Yahudi literatürdeki logos doktrini ile Hıristiyan gelenekteki Ezelî Mesih fikrinin bir bakıma İslâmî versiyonudur.
Sayfa 34
hadis kalıbında uydurma rivayetler
Bilindiği üzere İbrahim 14/4. ayette her peygamberin kendi kavminin diliyle gönderildiği belirtilmiş ve bu ayette dil/lisan fazilet yada rüçhaniyet meselesiyle değil, vahyin ilgili topluma tebliğ ve tebyiniyle ilişkilendirilmiştir. Hal böyleyken İslam geleneğinde "Allah ne derse desin, biz bildiğimizi okuruz" dercesine Arapların ve Arapçanın fazileti hakkında saçma sapan fikirler ve hadis kalıbında uydurma rivayetler üretmekten imtina edilmemiştir.
Sayfa 14
Bu noktada kritik soru şudur: Kuran'da Allah'la ilgili kibriya, kebir, mütekkebbir, müntekım, rahman, rahim, vedud, gazap, beddua gibi sıfatlar ve fiiller bizzat Allah'ın kendi ifadeleriyle kendini tanıtması mı yoksa Hz.Peygamberin elçi(rasul) sıfatıyla Allah katından genel mana ve mefhum(kavram) olarak aldığı vahyin ışığında kendi diliyle O'nun adına konuşması mıdır? Bize göre Kuran'daki lafızlar Hz. Peygamberin kendi diliyle Allah hakkında konuşmasıdır. Bilindiği gibi dil/lisan insanın duygu, düşünce, idrak ve kültür dünyasından bağımsız değildir, bu yüzden Hz. Peygamberin kendi varlık tecrübesinden hareketle Allah'ı gazap, rahmet, beddua gibi insanbiçimci sıfatlarla anlatması gayet tabiidir. Ayrıca "insanlık halleri" tabirinin de ifade ettiği gibi, bir insanın halet-i ruhiyesi sabit ve stabil değil, ahval ve şeraite göre değişkendir. Haliyle Kuran'da hem affedici ve bağışlamaya yönelik teşviklerin hem de birçok beddua ve telin ifadesinin yer alması -haşa- Allah'ın ruh halindeki değişikliğin değil, Hz. Peygamberin yaşadığı iyi-kötü tecrübeler ve bu tecrübelerle ilgili farklı hallerin yansıması gibidir. Bu açıdan bakıldığında, zat-ı ilahiyye ile ilgili övgü ifadeleri Allah'ın kendini övmesi değil, Hz. Peygamberin mana ve mefhum olarak aldığı vahiyedeki tevhid düsturunca şirk ve müşrik zihniyete karşı bir tepki ifadesidir...
Sayfa 226
Reklam
Kur'an aslında varlığın nebevi perspektifle okunmasıdır.
Sayfa 147
100 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.