Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Kuşatma Hali

Juan Goytisolo

En Eski Kuşatma Hali Gönderileri

En Eski Kuşatma Hali kitaplarını, en eski Kuşatma Hali sözleri ve alıntılarını, en eski Kuşatma Hali yazarlarını, en eski Kuşatma Hali yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
192 syf.
6/10 puan verdi
·
Beğendi
·
39 günde okudu
"Yeryüzü sürgünü" İspanyol edebiyatçı
İsmi belirsiz, kuşatılmış, bombardıman altındaki bir şehirde, harabeye dönmüş bir otele yerleşen 60’larındaki İspanyol ziyaretçi, sabah kaldığı odaya isabet eden bir bomba sonucu ölür. Ancak ceset ortada yoktur. Keskin nişancıların hareket eden her şeye ateş ettiği bu kabus şehirde görev yapan Birleşmiş Milletler görevlisi, odada bulduğu notların
Kuşatma Hali
Kuşatma HaliJuan Goytisolo · Can Yayınları · 20029 okunma
Kaderine yön vermeli, onun planlarına karşı durmalı ve karşıdakinin kendisini teslim almak için sergilediğinden daha aşağı olmayan bir kararlılıkla, onu sürekli gözaltında tutmalıydı.
Reklam
Bir süredir belirtiler artıyordu. Bölgede yaptığı gezintiler sırasında, iktidar ve finans gurularının kuruluşunu ilan ettiği yeni dünya düzeninin ilk habercileri olarak hepsini tek tek gözlemliyordu: sosyal ve ahlaki çöküntü, kitleler halinde işsizlik, sessiz öfke patlamaları, sağda solda meydana gelen çılgınca gösteriler, çete, gizli tarikat ve dışa kapalı cemaat sayısının pıtrak gibi çoğalması, yakın bir kıyameti haber veren uhrevi kehanetler.
sniper ve hedefi arasındaki kader bağı
Onları birleştiren bu birbirlerinin tamamlayıcısı olma hali, duyguların da karşılıklı olduğu anlamına geliyor muydu? Biri öteki olmadan, ya da tam tersi, öteki o olmadan var olabilir miydi; efsanedeki gibi, kopmaz bir bağ mı vardı ikisinin kaderi arasında?
multilingual things
Kuşatmadan önceki keyifli günlerde tartışırken beklenmedik bir anda konuştuğumuz dili değiştirerek eğlenirdik: Örneğin, ben onunla İspanyolca konuşursam o bana Arapça yanıt verir, ben Türkçe konuşmaya başlamışsam o konuşmaya Farsça devam ederdi.
Sayfa 108Kitabı okudu
Meydana giderken yürüdüğün yolda üç gün üst üste terk edilmiş, çelimsiz, açlıktan kadidi çıkmış bir kediyle karşılaşıyorsun. Merhametli biri onu kurtarsın diye boşuna bekleyip duruyorsun. Böyle bir hayata daha alışkın görünen hemcinsleri önündeki artıkları kapmak için hırsla saldırıyor ve hiçbiri ona acımıyor. Onun bu acınacak hali sonunda seni de yumuşatıyor: Mutsuzluğun bütün izlerini taşıyan bu tüyleri dökülmüş uyuz kedi, hayatta acıdan başka bir şey tatmış olabilir mi? Ona bir tas süt ve et yemeği artıkları getirtiyor ve ürkek dil darbelerini, o ihtiyatlı açgözlülüğünü, sefalet ya da acıyla noktalanmayan ilk deneyimini seyrediyorsun. Bu görüntü, bütün o bitip tükenmeyen ve yeniden yeniden tekrarlanan hareketliliği, gidiş gelişi gözlemlediğin, kalabalıklar içindeki inzivanda sana eşlik ediyor. Dönüş yolunda kedinin tüyleri yolunmuş, cılız ama karnı yedikleriyle şişmiş cesedini görmek seni şaşırtmıyor: Çok yediği için çatlamış, diyorlar sana, tuhaf bir duygu ayaklarını yerden kesiyor: Hiç değilse birkaç dakika için mutlu oldu.
Sayfa 113Kitabı okudu
16 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.