Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

d

d
Bir kitabı okumayı düşünüyor
Kıymetini Bil Herşeyin
Kıymetini Bil HerşeyinJohn Berger
8.2/10 · 186 okunma
Reklam
d
Bir kitabı okumayı düşünüyor
Kardeşim Rüzgar Kardeşim Deniz
Kardeşim Rüzgar Kardeşim DenizJosé Mauro de Vasconcelos
7.5/10 · 2.275 okunma
Bize öğretecek en çok şeyi olan insanlar, sevme kapasitemizin sınırlarını bize gösterenlerdir; onlar, korkulu pozisyonlarımıza bilinçli ya da bilinçsiz olarak meydan okuyanlardır. Onlar bize duvarlarımızı gösterirler. Duvarlarımız bizim yaralarımızdır; onlar bizim daha fazla sevemeyeceğimizi, daha derin bir bağ kuramayacağımızı, belirli bir noktadan sonra bağışlayamayacağımızı hissettiğimiz yerlerdir. Biz, nerede en çok iyileşmeye ihtiyacımızın olduğunu görmemize ve iyileşmemize yardımcı olmak için birbirimizin hayatında yer alırız.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Çocuksu benliğimiz, varlığımızın en derin düzeyidir. O bizim gerçek kimliğimizdir ve gerçek olan şey yok olmaz.
Korku bizim paylaşılan sevgisizliğimizdir, bireysel ve kolektif cehennemimizdir. O, bize içten ve dıştan baskı yapan, sevginin anlamsızlığı hakkında sürekli yalancı tanıklık eden bir dünyadır. Korku ifade edildiğinde, biz onu öfke, istismar, hastalık, açgözlülük, bağımlılık, bencillik, saplantı, yozlaşma, şiddet ve savaş olarak tanırız.
Reklam
112 syf.
·
Puan vermedi
Kırık Bir Kalbi Nasıl Onarırsın
Kırık Bir Kalbi Nasıl OnarırsınGuy Winch
7/10 · 35 okunma
d
Bir kitabı okumaya başladı
Sevgiye Dönüş
Sevgiye DönüşMarianne Williamson
8.5/10 · 54 okunma
Kaderine yön vermeli, onun planlarına karşı durmalı ve karşıdakinin kendisini teslim almak için sergilediğinden daha aşağı olmayan bir kararlılıkla, onu sürekli gözaltında tutmalıydı. Tehlikenin nereden geldiğini tam olarak saptadıktan sonra hayatını yeniden düzenlemeye ve davranışlarını yaptığı keşfe uygun bir biçimde organize etmeye karar verdi.
Birileri -savaş ağaları ve onların suç ortakları- senaryo yazıyor ve bizleri sıramız gelince yukardan kuklalar gibi oynatıyor. Gerçek kurguya dönüşmüş: Gündelik varlığımızın dehşetinin öyküsü!
Sayfa 152Kitabı okudu
d tekrar paylaştı.
Ayrıldılar... Ve bir daha birbirlerini görmediler. Fakat ikisi de küçük derenin kenarındaki söğüdü ve orada geçirdikleri güzel ilkbaharı ve yazı unutmadılar.
Reklam
ben büyük sevdim otlara böceklere insanlara bölündü sevgim kuşlara ağaçlara seni öper gibi öpüyorsam doğanın ürpertisini seninle irkilir gibiysem - sulara daldırınca ayaklarımı bil ki büyük sevdim bir ekin çiçeğinde buluşum seni bir dağ serçesinde bakışım sana sen diye kulaçlayışım soğuk suları bir elmayı koparırken dalından bir dalı çekerken kendime güneşten önce sıcağın altında koklarken iğde çiçeğini seni diye öpüşüm bir kuzunun burnunu gözlerini sana diye dokunuşum ısırgan tozlarına - menekşelere senden diyedir eğilişim gözelere koyaklarda
d tekrar paylaştı.
"Demek ki beni hiç tanımamışsın, benim sevince nasıl sevebileceğimi hiç bilmiyorsun çünkü, yanlışın var. Senin varlığının her zerresi benim için kendi varlığım kadar değerlidir; hastalansa, mahvolsa da canımın canıdır benim. Senin zekân benim hazinem; bozulsa da benim gözümde değerlidir. Sen çıldırsan seni deli gömleğiyle değil, kollarımla tutarım ben. Kollarını bağlasam da iplerin arasına sevgim dolanır. Senden asla tiksinip kaçınmam."
Sayfa 422 - Mr. RochesterKitabı okudu
d tekrar paylaştı.
Kadınlar erkeklerden çok değişik bir biçimde gösterilir -dişinin erkekten başka olmasından gelen bir şey değildir bu- "ideal" seyircinin her zaman erkek olarak kabul edilmesinden, kadın imgesinin onun gururunu okşamak amacıyla düzenlenmesindendir. Bunun böyle olduğundan kuşkunuz varsa şu deneyi yapın: Bu kitaptan geleneksel bir nü imgesi seçin. Kadını erkeğe dönüştürün. Kafanızda ya da resmin üstünde oynayarak yapabilirsiniz bunu. Sonra da bu değişikliğin yarattığı sarsıntıya bir bakın. İmgede değil, kafanızda tasarladığınız seyircinin içinde yaratacağı sarsıntıya!
d tekrar paylaştı.
Resimde, Nell Gwynne uzanmış, kendisini çıplak durumda seyreden seyircisine edilgen bir biçimde öylece bakarken gösterilir. Ne var ki burada çıplaklık kadının duygularının bir dışavurumu değildir. Burada çıplaklık, sahibinin (hem resmin, hem de kadının sahibinin) duygularına ya da isteklerine boyun eğme belirtisidir. Kral, başkalarına gösterdiğinde resim kadının kendisine boyun eğişini gösteriyordu; konukları da Kralı kıskanıyorlardı. Avrupa dışındaki sanat geleneklerinde -Hint, İran, Afrika ve Amerika yerlilerinin sanatında- çıplaklık hiçbir zaman böyle edilgen değildir. Bu geleneklerde, bir yapıtın konusu cinsel çekicilikse, yapıt iki kişi arasındaki etkin cinsel sevişmeyi gösterir. Kadın da erkek gibi etkindir; her ikisi de öbürünü içine alacak biçimde hareket eder.
324 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.