Korku bizim paylaşılan sevgisizliğimizdir, bireysel ve kolektif cehennemimizdir. O, bize içten ve dıştan baskı yapan, sevginin anlamsızlığı hakkında sürekli yalancı tanıklık eden bir dünyadır. Korku ifade edildiğinde, biz onu öfke, istismar, hastalık, açgözlülük, bağımlılık, bencillik, saplantı, yozlaşma, şiddet ve savaş olarak tanırız.