Haris Muhasibi şöyle demiştir; “Bir kimse batınını murakabe ve ihlasla sağlamlaştırırsa Allah onun zahirini mücahede ve sünnete tabi olma haliyle süsler.”
Üstat Ebu Ali’nin elyazısı ile şöyle bir yazı görmüştüm: Sufinin birine, Allah nerededir? diye soruldu. O da, Allah seni nefsinden kurtarsın ve kendisiyle kılsın. Göz göre göre Allah nerededir, sorusu sorulur mu hiç! diye cevap verdi.
Sayfa 88 - Sufilerin Akait ve Tevhid Meseleleri Hakkındaki İnançlarının AçıklanmasıKitabı okuyor
Bunların kalplerini ilahi sır cevherleri için kaynak kıldı. Ümmet içinde ilahi nurların doğduğu mahal olma hususiyetini onlara bahşetti. Sıkışık durumlarda kalan halkın sığındıkları mercii bunlardır. Bütün bunlar hallerinde (nefisleri ile değil) Hakk ile beraber ve hakkın iradesiyle bulunurlar.
Cündey-i Bağdâdî’ye, ‘’Bir insan sakince dururken, nasıl oluyor da bir kaside ve benzeri şey işitince hareketlenmeye başlıyor; bunun sebebi nedir?’’ diye sorulunca, hazret şöyle demiştir: ‘’Allah Teâla ruhlarla yaptığı ilk misakta onlara, ‘’Ben sizin rabbiniz değil miyim?’ diye hitap ettiği zaman onlar da, ‘Evet, sen bizim rabbimizsin’ (A’râf 7/172) dediler. Bu ilahi hitabın lezzeti bütün ruhları sardı. İşte ruhlar güzel sesle söylenen bir şey dinleyince, bu ilahi hitabı hatırlayıp harekete geçer.’’
Zünnûn el-Mısrî, “Yemekle doldurulan bir midede hikmet durmaz” buyurmuştur. Zünnûn’a tövbeden sorulunca, “Avam günahlardan tövbe eder, havas ise gafletten tövbe eder” diye cevap verdi.