Galakside Son Bir Kez Otostop Çekmek

Kuşkucu Somon

Douglas Adams

En Eski Kuşkucu Somon Gönderileri

En Eski Kuşkucu Somon kitaplarını, en eski Kuşkucu Somon sözleri ve alıntılarını, en eski Kuşkucu Somon yazarlarını, en eski Kuşkucu Somon yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
"Çocukluğumda aktif bir Hristiyandım. Okul korosuna bayılırdım ve yılbaşı ayinlerini her zaman çok duygusal bir sey olarak hatırlarım." Kendisini etkileyen ünlülerden oluşan mabedine Beatles ve Python İle birlikte Bach' da eklemiştir, ama bu durum onun ateşli ateistliğiyle nasıl uyum sağlayacaktır? "Yaşam sizi öyle ya da böyle etkileyen veya duygulandıran şeylerle doludur." diye açıklar. "Bach'ın yanıldığını düşünüyor olduğum gerçeği onun B Minor ilahisinin, insanlığın ulaştığı en önemli doruklar dan biri olduğu gerçeğini değiştirmez. Bu müziği duyunca hâlâ gözlerim yaşarıyor. Din meselesinin tamamını son derece ilginç buluyorum. Ama bir başka açıdan da son derece zeki insanların dini böyle ciddiye alması beni hayretlere düşürüyor."
Sayfa 35
Geçmişte insanlar, düşünmek istediklerinde saatlerce ateşe bakarlardı. Ya da denize. Dans eden alevler ve dalgalar, beynimizde akıl ve mantığın ulaşabileceğinden daha derinlere ulaşabilir. Bak, mantık yalnızca bizim zaten yapmış olduğumuz önermeler ve varsayımlardan yola çıkarak ilerleyebilir, bu yüzden biz kurulmuş, küçük oyuncak arabalar gibi iç içe minicik daireler çizer dururuz. Bizi o dairelerden çekip çıkarabilmesi için dans eden şekillere ihtiyacımız var, ama bugünlerde bunu bulmak çok daha zor. Uzun uzun radyatörlere bakıp dalamazsın. Denizi seyredemezsin. Yani seyredersin elbette, ama üstü plastik şişeler ve kullanılmış prezervatiflerle dolu olduğu için karşısında oturup sinirlenmekten başka bir şey gelmez elinden. Bakıp seyretmek zorunda kaldığımız şey yalnızca gürültü. Enformasyon dediğimiz şey aslında havada gezinen anlaşılmaz bir gürültüden başka bir şey değildir. "Ama mantık olmadan..." "Mantık arkadan gelir. Mantık, adımlarımızın izini sürerek kaynağa geri ulaşma yolumuzdur. Olay olup bittikten sonra bilge olmaktır. Olaydan önce çok aptal olmak zorundasındır."
Sayfa 381
Reklam
Başkasının poposu tarafindan ısıtılmış bir yere oturmaktan duyduğunuz belli belirsiz rahatsızlık, tıpkı devasa bir filin çalılıklardan fırlayarak size doğru yöneldiği zaman duyduğunuz his gibi bir duygudur, ama şimdiye dek yalnızca bu ikincisini tarif edecek bir sözcük vardı. Artık her ikisi içinde bir sözcük bulunabiliyor. Birincisi "Shoeburyness", ikincisiyse bildiğiniz gibi "korku".
Sayfa 62
Bir süre önce kaybettiğim arkadaşım Graham Chapman en iyi haliyle bile şahsına münhasır bir şofördü ve İngiliz ve Amerikan sürücü alışkanlıklarındaki karşılıklı anlaşmazlıkları hem İngiliz hem de California ehliyeti taşıyarak aşıyordu. Amerika'da durdurulduğunda İngiliz ehliyetini gösteriveriyor, İngiltere'deyse bunun tam tersini yapıyordu. Ayrıca ülkeden ayrılmak üzere havaalanına gitmekte olduğunu söylüyordu ki, bunun her zaman polisler tarafından güzel haber olarak kabul edildiğini, polisin kendisinden kurtulduğu için rahat bir nefes alıp gitmesine izin verdiğini fark etmişti.
Sayfa 80
Bir keresinde, şair James Fenton, bisikletinde lamba olduğu için Çin'de durdurulmuş. "Eğer herkes böyle yapsaydı," diye sertçe azarlamış polis memuru "halimiz ne olurdu?" Bununla birlikte bir ülkede kesinlikle yasaklanan bir seyin diğer bir ülkede günlük uygulama olması konusunda karşılaştığım en aşırı örnek, hâlâ tam olarak inanamadığım ama kuzenimin doğru olduğuna yemin ettiği öyküdür. Uzun yıllar Tokyo'da yaşayan bu kuzenimin anlattığına göre, sürücü, aracıyla kaldırıma çıkıp bir dükkân vitrinine dalmak ve birkaç yayanın ölümüne sebebiyet vermekten yargılanmaktadır, ama hafifletici sebep olarak da kazada körkütük sarhoş olduğunu beyan etmesine izin verilmektedir.
Sayfa 81
Bu grubun (Procol Harum) benim yaşantımda çok çok özel tek bir etkisi oldu. Bunun nedeni yaptıkları bir şarkıydı, burada olan bazılarımızın da bildiğini umduğum "Grand Hotel" adlı şarkı. Ne zaman bir şeyler yazmaya kalksam, arkaplanda müzik dinlemek isterim ve bu özel zamanlarda kitabımda çalan şarkı "Grand Hotel”dir. Bu şarkı her zaman ilgimi çekmişti, çünkü Keith Reid'in lirik şiiri sürekli bu güzel otelden -gümüşler, şamdanlar ve bu tür şeyler- bahsederken, şarkının ortasında, başıyla hiç ilgisi olmayan o muazzam orkestral tırmanış başlar. Arkaplanda gelişen bu çok büyük olayın ne olduğunu hep merak etmişimdir. Zamanla "sanki orada bir tür gösteri devam ediyor olmalı, çok büyük ve olağanüstü, yani sanki, sanki evrenin sonu gibi bir şey" diye düşünür oldum. İşte, Evrenin Sonundaki Restoran fikri buradan çıktı- "Grand Hotel"den.
Sayfa 83
Reklam
220 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.