Labirent Savaşı Gönderileri
Labirent Savaşı kitaplarını, Labirent Savaşı sözleri ve alıntılarını, Labirent Savaşı yazarlarını, Labirent Savaşı yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
"Dünya ölüyor Percy. Her gün durum kötüye gidiyor. Yaban... kayboluyor, hissediyorum."
Yanii çok da şey etmeyin diyor
"Genç kiklop, zaman içinde insanların, canavarlann, hatta tanrılaın dahi değiştiğini biliyorsun, değil mi?
Onlara güven olmaz.
Sevgili annem Hera'ya baksana. Onunla tanışmıştın, değil mi? Suratına gülüp ailenin ne kadar önemli bir kavram olduğundan bahseder, bilmez misin? Ama çirkin suratımı gördüğünde beni Olimpos Dağı'ndan aşağı atıvermişti."
Kıvırcık cılız bir sesle "Percy," diye bana seslendi. "Ölümsüzlüğün de sınırı var. Bazen... bazen canavarlar unutulur, o zaman da ölümsüz kalma arzularını kaybederler."
Şükür ki biz o ''çok kişi'' kategorisinde değiliz ^^
"Aaa, ne kadar çok kişi et yiyen at ister, bilsen şaşırırsın. Çöp öğütmekte üstlerine yok. Düşmanlarını dehşete düşürmek istiyorsan bulunmaz nimettirler. Doğum günü partilerini renklendirirler. Sürekli kiralarız bu atları."
Günlerdir ilk kez gülüyordu ama her şeye bedeldi bu gülüş.
Ama yine de tek sayı. Bu yüzden oyumu dörtten yana kullanıyorum ^^
"Üç, kutlu bir sayı. Üç Kader, üç Furia, Kronos'un Olimposlu üç oğlu var. Pek çok tehlikeye karşı direnebilecek iyi, güçlü bir sayı. Dört... biraz riskli olur."
"Son satır neydi Annabeth?"
Annabeth bu sorumun ardından beni şaşırtan bir şey yaptı. Gözleri doldu, kollarını iki yana açtı.
Öne atılıp ona sarıldım. Öyle tuhaf bir heyecan kaplamıştı ki içimi, sanki bir kelebek sürüsü midemdeki bir rock konserinde, delicesine kafa sallıyordu.
Sayfa 80Kitabı okudu
Tamam tamam inandık ^^
Ne zaman Rachel'ı düşünsem (düşündüğünüz gibi değil, hep onu düşünüyorum gibisinden değil; işte öyle, ara ara aklımdan geçivermişti işte, tamam mı?), hep Hoover Barajı civarında yaşadığını farz ederim, ne de olsa orada karşılaşmıştık.
Talih diyince de bi Percy bi ben zaten ^^
Onun burada ne işi vardı?
Hani tamam, talihsizdim ama böylesine de pes doğrusu.
Aşk söz konusu olduğunda kendini sakınacaksın. Zihnini bulandırır. Neyin doğru, neyin yanlış olduğunu anlamazsın.
Sayfa 220Kitabı okudu
İnsanlarla uğraşmak makinelerle uğraşmaktan çok daha zor. Bir insanı kırdığın zaman, onu tamir edemezsin.
Sayfa 221Kitabı okudu
Bazen önemsiz gibi görünen şeyler, günün birinde olağanüstü şeylere dönüşebiliyor.
Ama sakın unutayım deme evlat, bazen bir iyilik de keskin bir kılıç kadar etkili olabilir.
Öfkelenmek, korkunç hatalar yapmak da kolaydır. İnsanlarla uğraşmak makinelerle uğraşmaktan çok daha zor. Bir insanı kırdığın zaman, onu tamir edemezsin.