Latife Hanım

İpek Çalışlar

En Beğenilen Latife Hanım Sözleri ve Alıntıları

En Beğenilen Latife Hanım sözleri ve alıntılarını, en beğenilen Latife Hanım kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
İzmir işgal ediliyor
24 mayısta sultanahmet meydanında halide edip, çok sayıda kadının da yer aldığı mitingde ünlü konuşmasını yaptı ve 100 000 istanbullu işgale karşı direnmeye yemin etti. 30 haziranda aydın işgalciler tarafından yakılırken direniş de başlamıştı. Millî mücadelenin anadoluyu direnise çağıran el ilanlarında kadın resimlerine de yer veriliyordu. Işgal sırasında izmir'de ekonomik gücü ellerinde bulunduran büyük devletlerdi. Hali, tahıl, maden ve kuru meyve işini ingilizler yürütüyordu. Tramvay fransizlarin, iki büyük demiryolundan biri fransızların diğeri ingilizlerin elindeydi. Alkollü içki ve tütün imtiyazı da amerikanlilardaydi.
Latife Hanımefendi pek müstesna meziyetlere sahiptir. Avrupa'nın her tarafını gezmiş, görmüş, anlayarak tanımıştır. Fransız, İngiliz, Alman dillerini gayet iyi bilmektedir. Musikide de büyük bilgisi vardır. Türkçeyi pek iyi yazar. Uşakizade Halit Ziya Beyefendi Türkçeleriyle iyice meşgul olmuş ve Latife Hanımefendi'de yazı hususunda büyük bir istidat görmüştür. Latife Hanımefendi'yi tanıyanlar, zekâsı, azim ve iradesi hakkında pek takdirkâr lisan kullanmakta, pek ateşli bir vatanperver olduğunu söylemektedirler.
Sayfa 114Kitabı okudu
Reklam
İzmir Limanı'ndaki 64 parça düşman gemisi sinirleri bozuyordu. Mustafa Kemal Hariciye Nazırı Yusuf Kemal Bey'e "İngiliz Donanma Komutanlığı'na bir nota yazın. 24 saat zarfında İzmir Limanı'nı terk etsinler. Artık onların burada hikmeti vücutları yoktur. Mağlup bir devlet var karşımızda. Biz zaferi kazanmışız ve bir hâkimiyetin verdiği huzurla burada duruyoruz. O donanmanın burada hiç lüzumu yok. Terk etmemekte ısrar ederlerse batırırım o tekneleri" dedi. Bu nota bir türlü yazılıp gelemedi. Diplomasinin incelikleri Yusuf Kemal Bey'i temkinli davranmaya zorluyordu. Gecikmelere sinirlenen Mustafa Kemal, "Nota yazılmadı mı?" diye bir iki defa sordu. "Ne oluyor, yazılmadı mı bu dört satırlık yazı" diye söyleniyordu. Mustafa Kemal'in gerginliğini fark eden Latife: "Paşam, müsaade buyurursanız ben yazıvereyim" dedi. "İngilizce yazılacak buyurun yazın!" Latife, onun istediği notayı yazmıştı. "Harika tam istediğim gibi yazılmış. Yusuf Kemal Bey, sizin böyle uğraşıp uğraşıp da yazamadığınız notayı Hanımefendi iki dakikada yazdılar, kendisine teşekkür ettim, siz de istirahat edin..." dedi. Sonra Latife'ye döndü. "Hanımefendi bu notayı hangi kalemle yazdınız?" Latife elindeki üzeri işlemeli altın kalemi gösterince, "Verin bana o kalemi" deyip, kalemi Latife'nin elinden aldı ve dudaklarına götürüp öptü. Latife, Kemal Paşa'nın öptüğü altın işlemeli dolmakalemi ömrünün sonuna kadar saklayacaktı.
O günlere ilişkin anılarda evde kalanlar Latife'yi öve öve bitiremiyorlar. Başbakan Rauf Bey, İzmir'deki köşkte "epeydir farkında olmadan hasretini çeke çeke, bir daha ulaşılmaz gibi uzaklarda kalmış bir dünyada unuttuğu, aile yuvasına kavuştuğunu" düşünmüştü. Herkesi mutlu eden bu düzgün yaşamın sırrını ertesi gün tanıştığı köşk sahibesinin şahsında keşfedecekti: Genç, zarif ve ilk bakışta insana saygı telkin eden, nazik ve kibar bir hanımdı. Mustafa Kemal Paşa'nın karargâh ve maiyeti ile kaldığı köşkün idaresini de büyük bir konukseverlikle Latife Hanım üzerine almıştı. Rahat ve huzur içinde çalışmamızı sağlamak için her birimize büyük bir itina ile o nezaret ediyordu. Bir gün Mustafa Kemal Paşa Latife'den duyduğu memnuniyeti şöyle dillendirmişti: "Anlaşılıyor ki, karargâh kumandanlarının hanım olmaları her cihetçe daha muvafıkmış." Ali Fuat Cebesoy'un, o günlere ilişkin izlenimi şöyleydi: Köşkün hakiki bir başkumandanlık karargâhı gibi bir hayli işlek olmasına rağmen intizamı pek mükemmeldi. Herkese şefkat ve nezaketle muamele ediyor, mukabilinde hepimizden hürmet görüyordu. Her dediği âdeta karargâh kumandanının bir emri gibi telakki olunuyordu. Hatta Gazi Paşa bile bu hareket tarzını memnuniyetle kabul etmişti. Gülerek: "Karargâh komutanı hanımın emri budur" diyordu. Latife Hanım refakatine aldığı kendisi gibi müşfik birkaç hanımla beraber bu hizmeti şerefli bir vazife olarak yapıyordu. Yaver Salih Bey de "Başta Atatürk olmak üzere hizmet neferlerimize kadar Latife Hanım'dan hepimiz son derece memnunduk" diyecekti.
Mustafa Kemal ''Orduları idare ettim bir kadını idare edemedim'' diye düşündüğü oluyordu.
Latife’nin genç kızlık günlerine dair bir falcıyla ilgili ilginç bir hikâye anlatılır. Latife on üç on dört yaşlarındadır. Dadısıyla beraber İzmir’de sokakta dolaşırlarken bir falcı kadın çıkar karşılarına. Falcı, Latife’nin de falına bakmak isteyince, dadısı tedirgin olup “Dur” der falcıya, “o Muammer Bey’in kızı.” Falcı, “İçimden geldi” diye ısrar eder. Sokakta çiçek satan bir İzmir Çingenesi’dir falcı. Latife de falına bakılmasını heyecanla bekler. Dadı sonunda izin verir falcıya. Latife’nin elini alıp kader çizgilerine bakan falcı şaşırır. Onun başına gelecekleri sanki görmüştür. “Mutluluk ve sevinci, en büyük saadeti ve en büyük yıkımı aynı anda yaşayacaksın. Bu saadete ve yıkıma yol açacak erkek, mavi gözlü ve sarı saçlı olacak. Senin kısmetin sarışın, mavi gözlü birisi. Ondan başkası olmayacak!” der Latife’ye.
Reklam
813 öğeden 511 ile 520 arasındakiler gösteriliyor.