"Ama ne eşsiz insan değil mi ? Ne büyük dev!
Işte bu dostum ,bu bir sanatçı ...Ve biliyor musunuz asıl şaşırtıcı olan ne?Bu konttan önce edebiyatta gerçek bir çiftçi yoktu .
"Avrupada kimi ona emsal gösterebiliriz ?
Cevabı kendisi verdi "Hiç kimseyi."
Gorki, Grshebin ile birlikte Berlin'de Sovyet hükümetini desteklemek amacıyla çıkardıkları kitaplardan bazılarını birlikte getirmişti. Vladimir İlyiç bu kitapları şöyle bir gözden geçirdi, lokomotiflerle ilgili bir kitabı övdü ve eski Hind masallarını kapsayan bir kitabı eline aldı. Kitabın sayfalarını karıştırdı ve Gorki'ye dönerek şöyle dedi: «Kanımca bunun için henüz çok erken.» Gorki cevabladı: «Fakat çok güzel masallar.» Vladimir İlyiç şöyle dedi: «Bunlar için çok para vermek zorundayız. » Bunun üzerine Gorki: «Ama fiyatı çok ucuz.» dedi. «Evet. Ama altın esası üzerinden ödüyoruz ve bu yıl da bir kıtlık yılı olacak.»
O anda iki gerçeğin çatıştığını hissetmiştim. Gorki aşağı yukarı şöyle diyordı : «İnsan yalnızca ekmekle yaşamaz», Lenin ise ona şöyle cevap veriyordu : «Ama ekmek olmazsa ... » Daha sonraları, yazarın sanatçı kişiliğiyle komünist partinin pratik çalışmasının sınırında bulunduğum devirlerde, sık sık bu iki gerçeği düşündüm ve her zaman ikinci gerçeğin, Vladimir İlyiç'in gerçeğinin, ilkinden daha güçlü olduğuna inandım.
Gorki'nin Lenin'i ve diğer komünistleri canlı kanlı biçimde anlatışı, tasvir edişi okunmaya değer. O günleri kavramak için okunması gereken bir biyografi kitabı.
Lenin harika, son derece zeki bir insan. Onunla konuşmak hem kolay hem de güç. Ona belli fikirlerle gidiyorsunuz, sizi dinliyor, ve mümkün olan her itirazda bulunuyor; sonunda onun yanından
ayrılırken kendi fikirlerinize bir kat daha inanmış oluyorsunuz.
L D. Troski'nin organizasyondaki yeteneklerini övüp göklere çıkarması beni şaşırtmıştı. Vladimir İlyiç hayretimi farketti. «Evet, biliyorum, ona karşı ilgin hakkında birçok şeyler uyduruluyor. Ama olan birşey varsa, vardır; olmayan da yoktur, bunu da biliyorum. Doğrusu, askeri uzmanları örgütlemeyi çok iyi biliyordu. »
Sustu ve sonra yavaş sesle ve keyifsizce devam etti : «Fakat buna rağmen bizimkilerden biri değil ! Gerçi bizimle birlik, fakat bizimkilerden değil. Haris biri. Onda kötü birşeyler var ... »
Rusya, Ruslar ve Rus sanatıyla sık sık övündüğüne tanık oluyordum. Bazılarına Lenin'in bu yanı bana biraz yabancı geliyordu, hatta biraz saf, fakat daha sonra bunda, çalışan halka karşı duyulan gizli sevinci bir sevginin ifadesini görmeyi öğrendim.
1919'un açlık günlerinde Lenin, yoldaşlarının, askerlerin ve çiftçilerin kendisine taşradan yolladıkları yiyecekleri yemekten utanıyordu. Evine her paket getirilişinde, yüzünü buruşturuyor, şaşırıyor ve unu, şekeri, eti, hastalara, ya da beslenme yetersizliğinden zayıf düşmüş yoldaşlarına göndermeye bakıyordu. Beni öğlen yemeğine davet etti ve dedi ki:
«Sizi füme balıkla ağırlıyorum, Astrahan'dan gönderdiler.»
Sonra Sokratvari alnını kırıştırarak, o her şeyi gören gözlerini yana kaçırdı ve ilave etti : « Bunları bana saygıdeğer bir baymışım gibi gönderiyorlar. Onları bundan nasıl vazgeçirebilirim? Reddetmek, almamak onları kırmak olur. Ama her tarafta açlık var. »
Mütevaziydi, içki, sigara içmezdi, sabahtan akşama dek güç, karışık işlerle meşguldü ve hiçbir zaman kendine dikkat etmez, fakat dostlarının yaşamını dikkatle izlerdi. Odasında masasının başında oturur, hızlı hızlı yazarken, yazmasını kesmeden şöyle derdi : «Günaydın, sağlığınız nasıl ? Hemen bitiriyorum. Burada yılmış bir dost var, anlaşılan çok çalışmaktan. Onu desteklemek gerek. Moral çok önemlidir ! »
VII. Parti Kongresinde N. I. Buharin şunları söylüyordu : <Millet burjuvazi ve proletaryanın birleşmesidir. Aşağılık bir burjuvaziye hakimiyet hakkı tanımak benim görüşümle bağdaşmaz.»
«Hayır, özür dilerim,» diye karşı koydu Lenin, «fakat olan bu. Siz proletaryanın burjuvaziden ayrılması olayına dayanarak böyle konuşuyorsunuz. Ama bekleyelim ve bu olayın sürecini izleyelim.»
Sonra Almanya'yı örnek göstererek bu ayrılmanın ne kadar yavaş ilerlediğini komünizmin kaba kuvvetle uygulanmadığını söyledi ve entellektüelliğin endüstride, orduda ve kooperatifteki önemini
belirtti, «İsvestiya» nın hesap raporundan parti kongresindeki tartışmalar hakkında şunları aktarıyorum : «Bu sorun bu parti kongresinde kesin bir sonuca bağlanmalıdır. Komünizmi ancak, onu burjuva bilim ve tekniğinin araçlarıyla kitlelere götürebilirsek
kurabiliriz.