Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Mağaradan Marsa

Sultan Tarlacı

Mağaradan Marsa Gönderileri

Mağaradan Marsa kitaplarını, Mağaradan Marsa sözleri ve alıntılarını, Mağaradan Marsa yazarlarını, Mağaradan Marsa yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Evrim teorisine eleştiri yapanlar genelde olayı sadece bir boyut ve değişkenden bakarak evrimin olmazlığını savunmaktadırlar ki tek değişkenli bir bakışla evrimin anlaşılması ve gerçekleşmesi mümkün değildir.
Sayfa 245 - DestekKitabı okudu
Güneş sistemimiz bundan 4.6 milyar yıl önce dev bir moleküler bir bulutsunun bir parçası olarak ortaya çıktı.
Sayfa 206 - DestekKitabı okudu
Reklam
Büyük patlamayı destekleyen diğer bir kanıt da, teoride öngörülen ve gerçekte gözlenen helyum yoğunlukları arasında evrende büyük uyum olmasıdır.
Sayfa 194 - DestekKitabı okudu
Yazarın çelişkileri 1
Sabitlerin var olmasının ardında bir neden olup olmadığını, doğada ve 3 boyutlu evrenimizde zaten var olan (aslında bulunan, sabitler bilimin bulduğu şeylerdir, yazar burada kendisi ile çelişkili ) sabitlerden bahsediyorum. Bunları birinin yaratıp yaratmadığı sorunumuz değil (ki yaratılmadı aslında bulundu), o aslında başlı başına ayrı bir konudur. Dolayısıyla akıllı bir tasarım vurgusu yapmadığımı belirtmek isterim. (Aslında yapıyor ileriki sayfalarda görüleceği üzere)
Sayfa 187 - DestekKitabı okudu
Dünyanın kütle çekimi 4.5 milyar yıldır aynıdır ve değişmemiştir. Kütle çekimi meteorların gezegenimize düşmesine neden olduğu gibi yağmur damlalarının da yerkabuğuna düşmesini sağlar. Ek olarak hava akımları, nehir ve dere yatakları oluşumu, ısı yayılımı kütle çekimi sayesinde olur.
Sayfa 158 - DestekKitabı okudu
Biz buna big bang diyoruz
1. Güçlü nükleer kuvvet 2. Elektromanyetik kuvvet 3. Zayıf nükleer kuvvet 4. Kütle çekim kuvveti Bütün bu kuvvetler evrenin ilk saniyelerinde birleşik tek kuvvetti. Bu ilk zamanlarda ne protonlar, ne nötronlar ne de pionlar vardı. Kuarklar, karşı kuarklar, gluonlar, elektronlar, foton ve nötrinolardan oluşan karışık bir plazma çorbası gibiydi evren. Evren şekillenirken hem kendileri özgür kaldı hem de özgürlükleri ile evrene şekil verdiler.
Sayfa 152 - DestekKitabı okudu
Reklam
Bilim insanları her durumda, inançları ile çatışsa bile bilimsel gerçeği ortaya koymaya çabalamalıdır.
Sayfa 74 - DestekKitabı okudu
"Şüphe ve belirsizlik içinde, bilgiden yoksun olarak yaşayabilirim. Bence bu şekilde yaşamak, yanlış olabilecek cevaplarla yaşamaktan daha ilginçtir. " Richard Feynman
Sayfa 73 - DestekKitabı okudu
% 7 yine de fena değil.
Gelişmişlik düzeyi artınca evrime inancın artması doğal bir durum gibi gözükmektedir. Evrime en yüksek inanç İsveçlilerde. En düşük oranda inanç % 7 ile Arabistan halkında tespit edilmiştir.
Sayfa 70 - DestekKitabı okudu
Hayatta en azından bir kez özel veya genel inançlarımızı sorgulamalı ve inançlarımızı neyin üzerine inşa ettiğimizi kontrol etmeliyiz.
Sayfa 57 - DestekKitabı okudu
Reklam
Müslüman aleminde, 99 isim içinden en yüce olanını bu­ lup, felsefe taşı gibi her sıfatın her kapıyı açacağına inanç vardır. Dolayısıyla her şeye gücü yeten "O" ile işaret edilebilecek var­ lığın ne 99 ismi vardır ne de aslında bir ismi olmalıdır! O hem sonsuz, sonsuz isme ve sıfata sahiptir hem de mutlak olarak isimsizdir! Çünkü O sayılamayan tektir ve herhangi bir isme, adlandırmaya ihtiyacı olmayandır.
"Aldanmanın iki şekli vardır. Biri doğru olmayan şeye inanmak, diğeri de doğru olan şeye inanmayı reddetmektir." Soren Kierkegead.
Dış dünyaya ait bilgilerimiz ne ölçüde gerçeğe delalet edebilir? Kendi mağarasında (ya da kendi kafatası ve beyni içinde) hapsolan bir zihin, kendi dışındaki gerçek dünyadan (idealar dünyası) mağaranın duvarına akseden gölgeler (gözlerle bilinçli zihinde oluşan gölgeler, suretler, imajlar) vasıtası ile kendi dışındaki dünyayı "gerçekte olduğu gibi" yanlışsız ve eksiksiz bir biçimde tanıyabilir mi? Zihnimizde oluşan görüntü ya da gerçeğin gölgesi, aslını ne kadar temsil edebilmektedir ve bize var olan gerçek hakkında ne kadar sağlıklı fikir vermektedir?
Bir konuda uzman olsanız bile o konu hakkında gerçek ya da saf, katıksız bilgi sahibi olamayabilirsiniz. Dolayısıyla bilgilerin her şekli gerçeğin sadece zayıf temsilleridir. Bu bilimsel bilgi için de böyledir, vahiy veya dini bilgi için de böyledir. Yoksa hiç kimseyi Tanrı'nın ger­çek, saf ve nihai vahiy bilgisinin bir kitaba sığabileceğine inandıramazsınız.
Aldanmanın iki şekli vardır: Biri doğru olmayan şeye inanmak, diğeri ise doğru olan şeye inanmayı reddetmektir. Søren Kierkegeard(1813-1855)
Sayfa 31 - DestekKitabı okudu
91 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.