Artık tanımayan yok. Psikolojik gerilim denince akla hemen onun adı gelir; Freida, Freida, Freida. :) New York Times, USA Today, Wall Street Journal, Publisher's Weekly ve Amazon Charts’ın en çok satan yazarı. Aynı zamanda beyin hasarı konusunda uzmanlaşmış bir doktor. Daha ne olsun yahu..
Brooke Sullivan’ın yüksek güvenlikli bir cezaevinin yeni pratisyen hemşiresi olarak harfiyen uyması gereken üç kural vardı:
Bütün mahkûmlara saygılı davran.
Sakın kişisel bilgilerini verme.
Mahkûmlarla ASLA arkadaşlık kurma.
Fakat oradaki hiçbir görevli Brooke’un kuralları çoktan çiğnediğini bilmiyordu. Cezaevinin en azılı ve tehlikeli mahkûmlarından Shane Nelson’la olan yakın bağından, Shane’in Brooke’un lise aşkı olduğundan haberleri yoktu. Bir zamanlar okulun yıldız oyun kurucusu olan Shane şimdi işlediği bir dizi korkunç cinayetten ötürü müebbet hapis yatıyordu. Üstelik onu oraya Brooke’un ifadesi yüzünden tıkmışlardı. Fakat Shane bunu biliyordu; ve asla unutmayacaktı.
Kitap hakkında yazılan yorumları -birkaç tanesi haricinde- okuyamadım, vaktim olmadı ama kesinlikle yazarın diğer kitaplarına nazaran hikayenin hafif seyrettiğini, ana karakterin biraz zayıf kaldığını söyleyebilirim. Daha iyilerini okumuş olsak da Freida’nın kalemini sevdiğimden haksızlık yapmak istemiyorum. Sonuçta hangi kitabını elime alsam o veya bu şekilde su gibi akıp gidiyor. Bu kitabın da özellikle son 80 sayfasını ve şaşırtıcı finalini beğendim. Seri okunan, yormayan, kafa dağıtan kitaplardan. Yazarı sevenlere..
Not: Freida McFadden’nin dilimize çevrilecek bir sürü kitabı var. Neyse ki bu konuda şanslıyız, @olimposyayinlari bizi bekletmeyi sevmiyor.