Halid Ziya Uşaklıgil'in okuduğum ilk romanı.Ahmet Hamdi Tanpınar'ın "Bizde asıl romancılık onunla başlar" demesi boşuna değilmiş.Kelimenin tam anlamı ile edebiyat şöleninin içinde buldum kendimi.Yarattığı kurgu, Ahmet Cemil ve diğer karakterler, Mai ve Siyah'a uzanan anlam ve anlatım gücü, dönemin şartları göz önünde bulundurulduğunda; edebi gücün ötesinde başka başarılarından söz etmek zorunda bırakıyor insanı.Hele anlatımda ki berraklık ve o eşsiz betimlemeler okurken ayaklarınızı yerden kesiyor.Sözünü ettiğim betimlemelerden bazılarında, anlatımda ki ahengi bozmamak nefesimi tutmuş olmamı gözüm karardığı zaman fark etmiş olmam umarım size ne demek istediğimi daha net ifade edecektir.Kurgu ve kahraman yaratma gücü beni Jack London'a ve onun doyumsuz eseri Martin Eden'e götürse de, o betimlemeler, ah! o betimlemeler yüzünden Halid Ziya bizim Stefan Zweig'ımız dersem ikisine de haksızlık etmiş olmam.