Kaçmak demeyelim istersen, Yunus, evladım, hayata tutunmak diyelim. Çünkü her kaçışın hasret gibi, gurbet gibi, firkat gibi acıları, terk etmek, gözden çıkarmak, vazgeçmek gibi fedakarlıkları vardır. Bunun için kalbi kırık olur kaçanın, içinde hasretlikler büyür. Bu yüzden gelenlerin hepsi şefkate, merhamete, tebessüme muhtaç geldiler. Gözlerini yumsalar yaşları ırmağa dönecek gibiydi çoğunun. Muhacir idiler ve bozkırın fakir insanları Ensar'ın zenginleri gibi davrandılar. Ama şüphesiz muhacirlik daha zor idi. Yok pahaya satıp savarak edindikleri küçük servetleri yollarda tükenince yığılıp kaldılar bu topraklara. Elde avuçta bir şeyleri yoktu. Lakin bazıları bütün zenginliklerini gönüllerinde getirmişlerdi. Onlar sebil sebil saçtılar bu cevherlerini. Bilgi olarak, sanat olarak, zenaat olarak, zarafet olarak...
Serveti Fünun döneminin en usta eserlerinden biri de Mai ve siyahtır . Halit ziya ' da bu eserini benim ilk ustalık eserim olarak tabir etmiştir.Hayatın acı gerçekleri de vardır elbette , tıpkı Ahmet Cemil ' in babasını kaybettikten sonra evin tüm yükü onun omuzlarına binmesi gibi .Fakat onun sadece iki hakikati vardır edip olup eserini bastırıp ün kazanma ve Lamia...
Halit Ziya Uşaklıgil ' in yaptığı mekansal ve ruhsal betimlemeler esere çok güzel bir renk katmıştır.
Ahmet Cemil ' in hayatındaki tüm bedbahtsızlığını ve hayal kırıklıklarını Siyah bir tablo , hakikatlerini Lamia ya olan sevgisini de Mai bir tablo olarak düşünebiliriz .
Mai ve SiyahHalid Ziya Uşaklıgil · Kaldırım Yayınları · 201626,9bin okunma