Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Marksizm ve Cinsel Devrim

Aleksandra Kollontai

Marksizm ve Cinsel Devrim Gönderileri

Marksizm ve Cinsel Devrim kitaplarını, Marksizm ve Cinsel Devrim sözleri ve alıntılarını, Marksizm ve Cinsel Devrim yazarlarını, Marksizm ve Cinsel Devrim yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Bireysel Etkinlik
Birlikte okuyalım :) Aşağıdaki kitaplar, yakın zamanda okumayı düşündüğüm kitaplar. Bunların içinden okumayı düşündüğünüz kitap varsa eğer birlikte okuyabiliriz. Zamanı ve sırası belli değil. Tamamen random ilerlerim. Örneğin sahnenin dışındakiler kitabını yakın zamanda okuyacaksanız ve birlikte okumak isterseniz özelden ya da yorumdan
"İstendiği anda geçmişi bırakıp atmak ve yaşamı sanki yeni doğmuş gibi karşılamak" işte Goethe'nin özlü sözü.
Reklam
Böylece, toprağa ve göğe yabancıyım, Yaşıyor ve şarkı söylemiyorum artık (...)
Kadın derece derece, erkek ruhundaki trajedinin nesnesi olmaktan, öz trajedisinin öznesi olmaya dönüşmektedir..
"Yeni fikirler bizim içimizde doğdu bile," diyor Hedwig Dohm, "ama eskiler henüz ölmedi; her ne kadar yeni kadının entelektüel formasyonuna, irade gücüne sahip olduksa da geçmiş kuşakların kalıntıları bugün de güçlü."
Manevi 'insan' karakterinin ve duyguların kadında derece derece birikimi sonunda, kadının yalnızca cinsin temsilcisi olarak değil, bir kişi olarak da değerlendirilmesi gerektiğini öğreniyoruz; kadını yasal döl verme güvencesi sağlayan dişilik diye gören eski değerlendirme, kendiliğinden kayboluyor.
Reklam
Yabancı bir düşüncenin tutsaklığından kurtulmak "sevişmenin keskin ve yıkıcı çocukları" olan acı ve sıkıntılardan kurtulmak, yeniden 'kendi' olmak, kendini bulmak!
"El atılan yalnızca duygularım oldu." diye itiraf eder melankolik bir tavırla, Renee yine kendine döner. Aradığı şeyi vermemiştir yeni aşk; sevgilisinin kollarında da eskisi gibi yalnızdır.
Aşkta, yaşamın içeriği ve amacını değil, erkekler gibi, "dinlenme, şiir, ışık" arar sadece. Ama kendi üstünde, kendi 'ben' i üstünde hükmetme yetkisini, hatta sevdiği erkeğe bile asla tanımaz.
Yeni kadınları yaşam yaratıyor, edebiyat da yansıtıyor.
Reklam
Oysa biz, şimdi yaşamak istiyoruz; yalnız gelecek kuşakların mutluluğu için değil bizimki için de çalışmak ve mücadele etmek istiyoruz.
Özgürleşmiş insanlık, gerçekten özgür aşkın, özgür ve sağlıklı bir anneliğin sevincini tanıyacaktır.
Burjuva kadınlar yürekleri kaldırmadığından, çocuğun istediği tüm can sıkıcı özeni diğer sınıfın, "aşağı" sınıfın kadınlarına bırakıp kurtuluyorlar, hatta bebeğin küçük obur ağzını bile bir yabancının - bir proleterin- memesine verebiliyorlar.
Bugünkü insan psikolojisi, 'serbest aşk' ilkesini kabul etmeye gerçekten hazır mıdır? Peki ya, en sağlam kafaları bile kemiren kıskançlık? Ya derinlere dek kök salmış olan, yalnızca bedeninde değil, eşinin ruhu üzerinde bile mülkiyet hakkına sahip olma duygusu?
Patronların, İşyerlerine evli işçi kadınları çekebilmek için bütün nüfuzlarını kullanmalarında şaşılacak bir şey yok. Durum böyle olunca, bir yandan ekonomik zorunluluk kadını hayatını kazanmaya ittiği, diğer yandan kapitalist işletme onu kolları açık kabul ettiği için, proleter ailenin hızla ve karşı konulamaz biçimde tam bir dağılmaya doğru gitmesine asla şaşmamak gerekir.
206 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.