Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Martin Eden

Jack London

En Eski Martin Eden Sözleri ve Alıntıları

En Eski Martin Eden sözleri ve alıntılarını, en eski Martin Eden kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Güzelliğin önemi var, ama ben daha önce onun önemini hiç bilemedim. Ben güzelliği anlamsız bir şey olarak, görüyordum. Ama şimdi biliyorum, daha doğrusu öğrenmeye çalışıyorum. Bu ot, benim için onun ot olmasını sağlayan tüm gizli kimyasını bildiğim için şimdi daha güzel. Herhangi bir otun olduğunu ve güneşin, yağmurun toprağın, onun ot olmasını sağlayan tüm gizli kimyasını bildiğim için şimdi daha güzel. Bir otun yaşam öyküsünde romantizm ve serüven var. Bunu düşünmek bile bana heyecan veriyor. Maddenin ve gücün rolünü, tüm o muazzam savaşı düşündüğüm zaman bu ot üzerine destan yazabileceğimi hissediyorum.
Sayfa 121 - Akvaryum Yay.Kitabı okudu
Söylemek istediğim o kadar çok şey var ki. Gerçekten onları söylemenin yolunu bulamıyorum. Bazen bana öyle geliyor ki, tüm dünya, tüm yaşam içimde yer etmiş ve haykırarak benim onların sözcüsü olmamı istiyorlar. Ah, anlatamıyorum. Onun büyüklüğünü hissediyorum, ama konuştuğum zaman bir küçük bebek gibi anlamsız şeyler mırıldanıyorum, duyguları ve heyecanları yazılı ya da sözlü anlatıma dönüştürebilmek büyük bir iş. Bak, yüzümü otların içine gömüyorum ve burun deliklerimden çektiğim soluk beni bin düşünce ve düşle ürpertiyor. Bu soluduğum, evrenin soluğu. Şarkıyı ve kahkahayı, başarıyı ve acıyı, savaşı ve ölümü biliyorum, bu otun kokusundan her nasılsa beynimde beliren düşleri görüyorum ve onları sana, dünyaya söylemek istiyorum. Ama bunu nasıl yapabilirdim? O otun kokusu üzerimdeki etkisini sana sözle anlatmayı denedim, ama başarılı olamadım; acemi bir konuşmayla söylemek istediğimi ima etmekten başka bir şey yapamıyorum. Kendi sözcüklerim bana anlaşılmaz geliyor ve sözlerimle boğuluyorum. Ah!
Sayfa 121 - Akvaryum Yay.Kitabı okudu
Reklam
Aklının sayfaları bomboştu, okudukça ve sevdikçe okudukları hiçbir çaba göstermeden, kıta kıta bu sayfalarla doluydu. Öyle ki çok geçmeden kitaptan okumuş olduğu sözcüklerin güzellik ve müziğini yüksek sesle ya da fısıldayarak söylemekten büyük zevk almaya başladı.
Sayfa 56 - Akvaryum Yay.Kitabı okudu
Martin'in düş kurma yeteneği her zaman olduğu gibi canlıydı. Beyni, hatırlanan olayların ve hayallerin düzenli bir deposu gibiydi ve içindekiler onun her zaman denetlenmesi için hazır bekliyordu. Yaşanan anda ne olursa olsun, Martin'in kafası, genellikle kendilerini hayaller biçiminde ortaya koyan birbiriyle ilişkili karşıtlık ve benzerlikleri ona sunuyordu. Bu tamamıyla kendiliğinden olan bir şeydi ve onun hayalleri şaşmaz bir biçimde şimdiki zamana eşlik ediyordu.
Sayfa 227 - Akvaryum Yay.Kitabı okudu
O konuşurken kız ürkek gözlerle ona baktı. Sıcaklığı, kızı ısıtmıştı. "Şimdiye kadar üşüyor muydum?" diye merak etti kız.
Aşk öylesine kaba bir şey midir ki yayımlanma ve toplumun ilgisiyle beslenmesi gereksin?
Sayfa 381 - Akvaryum Yay.Kitabı okudu
Reklam
Aramıza hoşgeldin Martincim :)
...Ne kadar çok uyuduğunu, ne kadar çok uyumak istediğini fark etti. Eskiden uykudan nefret ederdi. Uyku onun değerli yaşama anlarını çalıyordu. Yirmi dört saate dört saat uyku, yaşamın dört saatinin çalınması anlamındaydı. Uykuyu nasıl da çok görürdü! Şimdi çok gördüğü yaşamdı! Yaşama karşı sevgi beslemeyen bir yaşam, iyice son bulmak yolundaydı.
Sayfa 392 - Akvaryum Yay.Kitabı okudu
Deniz sakin ve derindir; Onun bağrında her şey uyur; Bir tek adım ve her şey biter; Bir dalış, bir kabarcık ve o kadar...
Bir filonun hızı bilirsiniz, filodaki en yavaş geminin hızıdır. Öğretmenlerin hızı da aynı biçimde etkilenir onlar da öğrenci yığınından daha hızlı gidemezler.
Aşk, dünyaya konuşmadan önce gelmiş ve ilk gençliğinde, hicbir zaman unutmadığı yollar ve araçlar öğrenmişti.
Sayfa 160Kitabı okudu
Reklam
"Bana kendini nasıl sevdirdin Martin?" "Bilmiyorum." diye güldü Martin. "Yalnızca seni sevdim. Çünkü seni, bir taşın kalbini eritecek kadar çok sevdim." dedi.
Sayfa 167Kitabı okudu
Savaşı, tam yitireceğini düşündüğü anda kazanmıştı.
Sayfa 202Kitabı okudu
"Umuttan, korkudan kurtulan bizler, Kısa teşekkürlerle şükranımızı sunarız Tanrılara, tanrı diye ne varsa; Ki hiçbir yaşam sonsuza dek yaşamaz, Ki ölüler dirilemezler, Ki en yorgun ırmaklar bile Bir yerde denizle birleşirler."
Bu genç adam iyileşmez. Giderek çok büyük ve başarılı bir gazeteci olacak. Vicdanı yok. Yalnızca bu bile onu büyük yapar.
Sayfa 308Kitabı okudu
Üzerinde kirli elbisesiyle işçi olduğu her halinden belli olan deniz kokulu gariban genç utana sıkıla içeri girdi. Şapkasını başından kaba bir hareketle çıkardı, evirip çevirdi. Nereye koyacağını bilmeyen tavırlarla, önce ceketinin cebine sokmaya çalıştı, olmadı; sonra masanın üzerine koymaya yeltendi, yine olmadı. İşte bu sırada diğer adam, sanki onun sıkıntısını hissetmişçesine şapkayı sakin, doğal bir şekilde elinden alıverdi. Kayıtsızca yapılmış bu hareketi kaba saba delikanlı çok beğenmişti. "Halden anlıyor" diye düşündü, "Bana epey yardımı dokunacak."
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.