Martin'in düş kurma yeteneği her zaman olduğu gibi canlıydı. Beyni, hatırlanan olayların ve hayallerin düzenli bir deposu gibiydi ve içindekiler onun her zaman denetlenmesi için hazır bekliyordu. Yaşanan anda ne olursa olsun, Martin'in kafası, genellikle kendilerini hayaller biçiminde ortaya koyan birbiriyle ilişkili karşıtlık ve benzerlikleri ona sunuyordu. Bu tamamıyla kendiliğinden olan bir şeydi ve onun hayalleri şaşmaz bir biçimde şimdiki zamana eşlik ediyordu.