Marx'ın Sosyolojisi

Henri Lefebvre

Sözler ve Alıntılar

Tümünü Gör
Marksizm bir ideoloji değildir!
“Devrimci praksis ve bilgi olarak marksizm, ideolojileri tahrip eder. Marx’a göre, marksizm, bir ideoloji değildir; marksizm, ideolojilerin sonunu belirtir ve bu sonun gelişini hızlandırır. Marksizm, bir felsefe de değildir; çünkü felsefeyi aşar ve gerçekleştirir. Marksizm bir ahlak değildir; ama ahlaklar hakkında bir teoridir. Marksizm bir estetik değildir; ama eserler, bu eserlerin koşulları, ortaya çıkışları ve yok oluşları hakkında bir teoriyi kapsar. İdeolojilerin ve daha genel olarak eserlerin, kültürlerin ve uygarlıkların koşullarını “saf” düşüncenin gücüyle değil, eylemde (devrimci praksiste) açığa vurur….”
Sayfa 81 - Sorun YayınlarıKitabı okudu
her ideolojinin taşıdığı sosyolojik karakterlerin neler olduğunu söyleyebiliriz. İdeoloji, gerçeğin bir parçasını, insani zayıflığı; ölümü, acıyı, güçsüzlüğü içinde taşır. Böylece, yorumlanmış ve aktarılmış "gerçek" ile bir ilişiği olduğundan, bu gerçeğe geri dönebilir ve insanlara kurallar ve sınırlar kabul ettirebilir. Başka bir deyişle, ideoloji, gerçek-dışı ve formel olduğu; bütün olarak ele alınan insani gerçekliğe oranla kısmi olduğu halde, yaşanan'ın (vecu) içine girebilir. İdeoloji, dünyaya görüş ve yaşama biçimi sağlar [verir]; yani-belli bir noktaya kadar-bir praksis sağlar; hem yanıltıcı ve etkileyici [müessir] hem hayale dayanan gerçek ve bir praksis'tir bu.
Reklam
Meta, içeriğinden yani emekten kopup aynlmaz. Meta, hem şey (kullanma) olarak hem de değer (mübadele) olarak bir insan ürünüdür. Emeğe ve üretici emeğin iç çelişmelerine oranla meta, hem ölçülen hem de ölçendir. Meta ancak kapsadığı emek dolayısıyla değer taşır (ortalama toplumsal emek zamanı, der Marx); ama emek de, en sonunda, ancak ·meta üretici olması ve bizzat meta olması bakımından (iş zamanı ve gücü olarak) değer taşımak durumuna gelmiştir.
Komünizm, insan ihtiyacını sonuna kadar vardırıp yabancılaşmadan kurtararak açıkça ortaya koymaktan başka bir şey yapmaz.
Sayfa 41 - Sorun YayınlarıKitabı okudu
Demek ki, ideolojiterin incelenmesi, köklü bir eleştirmeye ve kapsayıcı bir tarihsel açıklamaya yol açar. İnsanların zihinlerinden türemiş olan sisli ve dumanlı gerçekler, yani genel tasarımlar (felsefe, hukuk, din, sanat, bizzat bilgi) bu aracılar olmaksızın, amprik bakımdan sapıanabilen maddi ve hayati sürece eklenirler. Ahlak, din, metafizik ve ideolojinin öteki yanları yani bilincin gerçeğe oluşan formları sadece dışgörünüş bakımından bağımsız gibidirler. Bunların tarihi ve gelişmesi yoktur; yani bunlar insanlar arasındaki maddi mübadelelere ve üretime oranla hiçbir bağımsızlık taşımazlar. Hayatı belirleyen bilinç değildir, bilinci belirleyen hayattır sözü çok ünlüdür, ama çoğunlukla kendi çerçevesinin dışına çıkarılarak kullanılan bir formüldür bu. Oysa bu çerçeve, özellikle olumludur ve burada, tarihi anlamının ancak iki tarzı olduğu belirtilmektedir: Ya bilinçten hareket ederiz ve gerçekliği elden kaçırınz, ya da gerçek hayattan hareket ederiz ve hiçbir gerçekliği olmayan bu bilinci hemen yakalar ve açıklarız. Tarihsel maddecilik; bilinçten, tasarımlardan ve bundan ötürü hayallerden [kuruntulardan] hareket eden spekülasyona [soyut düşüneeye] son verir.
Reklam
100 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.